4 Aralık 2011 Pazar

aslında bi konu var!

hayır, doğrusu "aslında bir torba dolusu konu var!" olacak. ama ne yazık ki bahtsız bacınız bu aya kadar "oh ohh ne güzel de hasta olmadım ihihi" diye neresine güvendiğini şimdi açıklayamayacağım şekilde tiril tiril gezerken ( hala kendimi İzmir'de sanıyorum, palto içine hırka içine incecik şeylerle geziyorum misal) elbette bugünleri düşünmüyordu. evet, elimizde ne var bakalım? sümüklü mendiller; check, nalet bir halsizlik ve sarı bir surat; check ve battaniye altında kanepeye yapışan ama aslında yaldır yaldır dolanmak isteyen bir popo; check! peki bunların üstüne işten eve bitmiş halde giren adamın üzerine " bene ilgii verrr" diye çemkiren "hasta kadın" tribini de eklerseniz ne olur? tamam neyse o kadar da şey etmeyelim bence, insan hali bu! sanki hepiniz hasta olunca pamuktan prenses oluyorsunuz! 


bu arada en son 17 Ekim'de yazdığım postta çanlar benim için çalıyordu güya ama Kasım ayında yaptığım dişçi ziyaretinde resmen babayı aldım. 3 gün öncesinde aynaya bakıp "tamamdır bu iş İstanbul'a telsiz dönüyorum"diye şeberirken, daha indiğim gün pazar ayakkabısı topuğu misali yayıla yayıla bir hal olan dişim yüzünden resmen 1 ay daha arttı tedavi sürem. "ay ben bu kadını yolarım!" diye dişçime girişmek istesem de bir bardak su içince algım açıldı ve "yolarsam kim çıkaracak bu telleri" dedim ve boynu bükük küçük bir Emrah olarak terkettim İzmir'i. şimdi 10'dan geriye sayıyorum ve ayın 14'ünde uçaktan depar atarak dişçimin yanına gideceğim o kutlu günü iple çekiyorum. lakin bu sefer de çıkarmaz ve bu şekilde yollarsa tam boy fotoğrafımı gazetenin 3. sayfasında görebilirsiniz çünkü kerpeten diye bir gerçek var! 


torba dolusu konu içinde ucundan bahsetmek istediğim diğer mevzu ise uzun süredir amatör olarak ilgilendiğim konularından biri olan Reiki ile profesyonel olarak (yani parası neyse verelim! durumu) uğraşma kararı almış olmam.tabi bu konuda adımlar pergel pergel atılmıyor, bebek adımlarıyla gidiliyor. lakin aldığım ilk eğitimle birlikte bonus olarak gelen "21 günlük alkol yasağı" yüzünden burnumdan ve taç çakramdan dumanlar tüttürüyor ve elim her biraya, şaraba gittiğinde oturup hayatı sorguluyorum! bu kadar zaman içinde kimse bana bundan bahsetmedi hacı! bileydim çalışıp da gelirdim! "alkol uyumlamanın rezonansını bozduğu için kattiyen yasak!" diyen hocaya da laflarım var ama 12 yıldır eğitmen olduğu ve enerjisini na buradan alabildiğim için tövbe biss başıma bişey gelir diye susuyorum. 


son olarak 2 ayda "altın sarısı"ndan "Hürrem kafası"na dek türlü renklerde boy gösterdiğim için, gittiğim bütün kuaförleri evrene havale ediyorum! şu uyumlamalardan geçip level atlayayım hepinizin korkulu rüyası olucam pis kuaförler! her gece rüyanıza kafasında 10 renkte yılan taşıyan Medusa kılığında girip altınıza sıçırtıcam! az daha bekleyin! 


p.s: şu anda saçım öyle sönük bir sarılı kahve ki aynaya her bakışımda kendime "Feriha" diye (Feriha çık dışarı! ahahah) sesleniyorum. bunun çıkış yolu ya yine kızıl ya da lise yıllarına dönüş yapıp mavi siyah olmak sanırım! 


p.s: ve Marlene artık Instagram'da da fink atıyor, ısrarla bulunuz, sevgiler.


bu da postun şukelası olsun;


1 isyancı:

Cornelian dedi ki...

Destekçinim Marl.saç ta kızıl.

Yorum Gönder

isyanım VII.Henry'e!!