4 Ocak 2009 Pazar

..but,where was I?

2008 yılına sevimsiz etiketi yapıştırmak için kendime göre bir torba sebebim vardı.
tombala çeker gibi her birini torbamdan çıkarıp çıkarıp bakıp, hüzün patlamaları yaşadıgım anlar için kendime şu günlerde çimdik attığım da doğrudur.
ama her sene 3 yaşındaki bir çocuk zekasına sahipmişim gibi ellerimi çırparak neşe içinde kurduğum yılbaşı ağacı ve süsleri bu sene neden ufacık bir heyecan kıpırtısı yaşatmadı bana hala anlamış değilim..
1 aydır seferi halde yaşayan, silikon yastık özlemiyle battaniyeleri kıvırıp yastık haline getirip yatan, ayazda 8-9 saat bavulla istanbul'da fır dönen ben (abartıyorsam şu karamelli çikolatayı yemek nasip olmasın) sırf bu yeni yıl süslemelerini düşünüp düşünüp mutlu oldugum için mızlanmadım o sefillik içinde. yolları dağları aşarak geldim evime, süsleri çıkardım, ağacımı kurdum, ışıkları çarpılma riskine ragmen doladım sarmaş dolaş ağacıma ve sonra geri çekilip eserimden gözlerimden kalpler çıkararak zevk almam gereken anda zooyynnkk sesi ile irkildim. "bu ne be?!" oldu ilk cümlem.ama içimden...hım...genlerimde göçmenlik harici başka bir şey de olmalı..ama bunu burada yazmayı yakıştıramıyorum kendime nedense...bu ne rüküşlük bu ne göz tırmalaması ! idi.. sonra bir daha da aram iyi olmadı zaten kendisiyle.yılbaşı gecesine kadar kösüm kösüm yandı kendi kendine arada göz göze geldik, anlaşılan ikimiz de birbirimizi görmekten memnun degildik..
yılbaşı akşamı mutfakta soğanlarla akraba olmuş, onlara yemeğin içinde olurlarsa sevebileceğimi anlatırken elektrik amca daha fazla bu görüntüye dayanamamış olucak gidiyorum lan ben dedi ve gitti. kesip biçildikleri için intikamlarını beni ağlatarak alan soğanlarla karanlıkta kalakaldım.mumdur fenerdir diye koşturmacadan sonra sinirlerim gerilmiş şekilde mutfakta ufak çaplı bir terör estirdim. daha önce mum ışıgında yemek pişirmemiştim.şarabım da olsa kendimi romantik komedi filmlerindeki terkedilmiş kadınlar gibi hissedebilirdim..işimi bitirip salona kösüldüm..koltukta hımır hımır sinirlendim..yılbası akşamı olmaması gereken şeylerden biri bu elektrik kesilmesi..digerleri de giymeye karar verdiğiniz elbiseyi ütüleyememek, yıkanamadan evden çıkmak ve o geceki makyaja ayna önünde karar vermek. ki ben bunların hepsini o gecede yaşamak zorunda kaldım. inat edip 10'a kadar koltukta sinir çığlıkları ve gözyaşları içinde saate bakarken 1964ten kalma ruhuyla bana yandan yandan bakan yeniyıl ağacımı sevgiyle kucaklamak geldi içimden..
yok yok kucaklamadım tabiki de.onun yerine oy toplamaya çıkmış sinirli politikacıların destekçileri gibi her daim yanımda olan ,sinirle kapıları yumruklarken mutfakta sessizce sigarasını içen mukan'a sarıldım..sonra işin zor kısmı başladı ama anlatırken bile halıya atlayarak içimi cızlatan mum damlaları aklıma geliyor,sol kaşım seyirmeye başlıyor.
ucu ucuna yetiştik , yeni yıl heyecanı ve bir kaç saattir orda olmanın verdiği alkolik rahatlama ile eğlenen insanların arasına karıştıgımızda 2008den pek bir şey kalmıyordu bize..
iyiki de???

&&&&
2008...
daha gelişinden belliydi nasıl olacağı..paldır küldür girmiştim 2008'e. yeniyıla nasıl girersen öyledir! geyiği geyik degildir,hayır hiç degildir. bütün senemin böyle geçtiğini rahatlıkla söyleyebilirim.
hızla değişen şeyler, ihtiyacı olan birileri alsın diye kapının önüne konulan insanlar, yer değiştirmeler, bırakıp gitmeler? huf...çok hızlıydı bu sene..
2009 daha sakin, daha yavruağzı, daha güvenilir ama daha koşturmacalı bir yıl olmalı.
giriş şeklimize bakılırsa bütün bu isteklerimin gerçekleşmesi olasılıklı gibi duruyor,hımm??