7 Aralık 2012 Cuma

Marl the mikropsaçan

Sanıyorum her şey, yeni bebekli ailelerin dışarıda hava 20 derece bile olsa, kombiyi kökleyip evde çöl havası estirmelerine özenip, aynısını ufacık bir soğukta uygulama sonrası koltuğa pelte gibi yapışmışken gelen "dondurma mı yiyeydik ya" sorusu ile başladı. "Sanıyorum" dedim çünkü dondurmayı suçlayamazsam, spordan sonra ıslak saçla evde takılıp her seferinde de "aa ne güzel lan hasta olmuyorum" diye salak salak sevinen kendime tekmeyle dalmam gerekecek. O yüzden 5 gündür boka çadır kurmuş sinek gibi yatağa yapışmış olmamın tek suçlusu o tek lokmalık, buz gibi dondurma parçaları. madem kurgu bana ait, suçluyu keyfimce seçme hakkımı kullanıyorum.

Pazartesi'den beri evde boynuma sarılı 2 metrelik romantik kız atkısı ile dolanıyorum, tükettiğim türlü bitki çayları sonucu içimde muhtemelen bir tür "sihirli otlak" oluşturdum ve öksürük şurubunu kafama dikerek içtiğimden beri hayat çok ilginç gelmeye başladı. (özellikle bok gibi sıkıcı bir ofis hayatınız varsa öksürük şurubunun nimetlerinden faydalanmanızı öneririm, gün nasıl güzel geçiyor belli değil) Yani öksürükten ciğerlerim ağzıma geliyor, tıkanık burnum yüzünden başka yerlerimden nefes alıyor (kulak misal), dokunduğum yere sümüksü sıvılar bırakıyor, ev icinde 3 adımlık yere yarım saatte gidebiliyor olabilirim ama yine de hastalık halimden memnun olmaya çalışıyorum. (kafa bir yerden sonra gidiyor tabi ilaçlardan, çok şeyetmeyin)

Şu aralar memnun oldugum diğer şeyler ise bir: aşure, iki: yılbaşı. aşuresever insanların hepsinde illa ki "annemin aşuresi" normu olur ancak, bu "yoklukta" koyu kıvamlı, portakalsız ve bol malzemeli her türlüsüne vardım bu sene. tabii herkes komşulardan gelen tabak tabak aşureyi instagramlarken, bu gariban yine babayı aldı. çünkü son 2 evimde oldugu gibi, yine aşure yerine macaron dağıtacak gibi duran (onu da yapmayan tabii) insanların muhitindeyim. neyse ki bu sene de annem İzmir'den kargoyla tam zamanında yetişti de "aşure getirmedikleri için isyan edip komple mahalleyi yakan M.F.." gibi rezillikler olmadı.

Yeni yıl ve tüm parlak renkleri için de "memnun"luktan öte resmen sevinçten kuyruk sallama durumlarım var ancak bunun bir "yatak postu" olduğu ve ilaçlardan dolayı şu kadar cümle için bile elimde telefon 2 kere uyuyakalıp (nene gibin) sonra devam ettiğim gerçeğinden dolayı bir üçüncü sızışta postun sonunu getiremeyebilirim diye burada noktayı koyuyorum.

Hem belki Aralık sevinciyle bakarsın kendimi aşıp ay sonuna dek 4 post falan yazarım. (--> yazmadı)

Öpmüyorum, malumunuz.

Marl