31 Ağustos 2010 Salı

what the f*ck is happening?

^^ yaz aylarında tembelliğin dibine vurup, dipten kum çıkartsam da bu seferki biraz zorunlu bir araydı. epey uzun bir süre İzmir içindeki leş iş imkanlarını değerlendirmeye calışmış," resimdeki vazoyu bulun " durumu varmışcasına elimdekilere evirip çevirip bakmıştım. Çok sıcak bir günde, evde dayanılmaz haldeyken birden bire bişey oldu ve ben tasımı tarağımı kadar olmasa da kocaman bir bavulla kendimi Sabiha Gökçen'de buldum. ha şimdi olsa Atatürk havaalanına inerdim zira, teee oralardan avrupa yakasında bir yere gelmek uçak yolculugunun tam 2.5 katı olduğu için bir İzmir insanı olarak aklım çıkıyordu. neyse ki bişey olmadı.

^^ İzmir insanı demişken, 10 gündür İstanbul içinde çaktırmadan çaktırmadan geziyor, yollara, semtler arası uzaklıklara bakıyor ve kafamda haritayı oturtmaya calışıyorum ama o metrobüs ve metro, tramway gibi aktarmalar yok mu, her seyi başa sardırıyor. çok sinirliyim bu konuda. hayır elime japonlar gibi kocaman haritayı alırım, alırım da o zaman gözüm korkar geldiğim gibi bir anlık çıldırmayla geri gidebilirim, gerek yok.

^^ bu hayatta bir sabah uyanıp dolaptaki üstü açık bırakıldığı için kurumuş olan 2 günlük böreği yemek de varmış. "yiyeceklerin üstünü neden strechle kapatmalıyız? " konulu şekilli mekilli bir sunum hazırlayıp evin ortasında sunmayı düşünüyordum ancak misafir olduğum aklıma gelince kıtır kıtır yedim böreği. ses etmedim. buradan beni misafir etmeyi bir an için aklından geçirmiş olanlara not düşmek isterim ki ben temiz, düzenli ve neşeli bir ev arkadası,misafir -vs herneyse artık- olmakla birlikte, her gün 3 çeşit yemek yapabilir, duruma göre yarışmacı arkadaşlara başarılar da dileyebilirim. sevgiler. 

^^ bu metrobüs, metro karışık olsa da ulaşımı rahatlatıyor ama bizdeki gibi "bedava aktarma" olayı olması lazım. bir yere gitmek için zaten 2-3 araç değiştiriyorsun, ilk basmadan sonra 90 dk her araç bedava olsa fena mı olur? bu satırları okuyan yetkili varsa bana ulaşsın ben ona anlatırım nasıl olması gerektiğini, halledelim şu olayı, olmaz böyle. ayrıca durakta toplu taşıma aracı geldiğinde kalabalığa karışıp kapılara saldır(a)madan öylece uzakta ayrık otu gibi bekleyen birini görürseniz, o benim. çekinmeyin gelin konuşalım. ne de olsa "ay kalabalık bitsin öyle binerim" diye baya bi takılıyorum oralarda hem canım sıkılmaz. 

^^ İzmir hala yanarken burada biraz sonbaharı yaşayayım, tshirt üstü hırka ile romantizmin doruklarında gezeyim sokaklarda diyorum. bir süre haber alamazsanız bilin ki bir gün bir çılgınlık edip metrobüse o kalabalıkla beraber saldırdım ve arada boğularak son nefesimi verdim. lütfen çicek göndermeyiniz, sokak hayvanlarına mama alabilirsiniz o parayla.

marl, the only.

yazarken dinledi :



2 isyancı:

Matissera dedi ki...

yoksa hiç geri dönemeyecek misin?
geri dön geri dönn! bir metrobüse kurban etmek istemeyiz ne de olsa seni, di mi?

marléne the third dedi ki...

ahaha bana bişey olursa en güzel parfümlerimi sen al maticim sıkar sıkar beni anarsın :D

Yorum Gönder

isyanım VII.Henry'e!!