15 Haziran 2011 Çarşamba

sometimes i wish we could just pretend

                                                        Marlene'den sanatsal kareler
^^ Cuma akşamı uçarak heyecanla,sevinçle kendimi attığım İzmir'den, Pazar akşamı kırık bir hüzünle döndüm İstanbul'a.yıllar sonra resmen üzerimde yaz tatilinin son pazar gününü pis bir burukluk ve nemrut bir suratla geçiren çocuk huysuzluğu vardı. azıcık bir uykuyla işe gidip, kireç gibi suratımla baykuş gibi oturdum bütün gün.ama tabi bütün bu dramatik resmin sebebi sadece İzmir'e doyamadan gelmiş olmam değildi. Son günümde tatile geçerayak üzerinde pikinisi,ayağında şıbıdak terliği ile bana yarım saatini ayıran (!) sevgili diş doktorumun bok yemesi de var işin içinde. kadınla " rutin kontrol" için buluştuğumuzu sanmış,öyle de bir güvenle dişçi koltuğuna uzanmışken bi anda o zerre sevmediğim kerpetimsi aletiyle tellerime girişti manyak.konuşamadığım için "ne olüyürrr?" sorusunu pörtlek gözlerimle sormuş olmalıyım ki " ayy 2 ay görüşmedik bak tedavin etkilenmiş, hemen başka tele geçmeliyiz" diye açıklama getirdi.keşke de sadece açıklama getirseydi, yemin ediyorum sonrasında öyle acciyip şeyler yaptı ki değil tel taktığım, kadının muayenesine girdiğim güne nalet ettim. resmen 8 ay öncesine (oha 8 ay olmuş!) dönerek, nene stayla yumuş yumuş şeylerle besleniyorum 3 gündür, sinirlerim tepemde.


                                            baba evi. şöyle bişeye uyanıyosun her sabah.


^^ bikaç ay sonra ailemi görmek, anneme kedi gibi kendimi sevdirip,babamla rakı-balık yapmak süper iyi geldi.bu pis İstanbul'un verdiği tatsızlığı aldı götürdü 2 gün için. fekat çok kısacık süre içine o kadar yemeği sığdırmak hiç iyi bir fikir değilmiş, masa başında çatırdar gibi olduğumda anladım.ahaha tambi ayıyım.


^^ Sky Havayolları'nın aylar önce fıstık gibi,minili hostes kızlarla çektiği janjanlı reklamlara aldanıp, gıcır gıcır filosu-ekibi olan bişey sanan ama uçağa bindiği anda kendisini 1970'lerde bir otobüsteymiş gibi hisseden bi ben değilimdir bence. gelirken de giderken de kenar plastikleri kırık camlar,sağı solu dökük koltuk, yamuk yumuk kanatlar yüzünden yol boyu psikopata bağladım burnumdan geldi 50 dakika. bu sebeple, bunca zamandır "köy otobüsü gibi!" diye bok attığım Alitalia'dan da özür dilerim.ama ekibinden dilemem,çok hırtolardı çünkü.


her ne kadar ilk günlerdeki gibi işten gelip doğruca yatağa koşmasam,araya bir kaç normal insan aktivitesi koysam da hala bünyem bu tempoya alışmış değil.o sebeple postu burada yarım yamalak bırakır gibi,öyle de bi sonuca bağlamadan, iki çift tatlı söz söylemeden kesip gidiyorum. sebastian size yolu gösterir.


xoxo!



6 isyancı:

ihsan dedi ki...

Öncelikle geçmiş olsun ve allah kavuştursunlarımı sunar, akabinde derhal sektörel yorumlara geçerim heh heh :D

Sky Airlines maalesef int. uçarken low-cost ötesi bir profil çiziyor ama domestikte bu kadar kötü olduğunu tahmin etmiyordum, şaşırdım :O Yine de patronlarının "uçağım da var otelim de var, o zaman uçağın üstüne otelin reklamını basayım!" (Adam&Eve) zihniyetinde bir adam olduğunu hesaba katınca insan çok da şaşıramıyorum ;D

-bu arada Adam&Eve şahane oteldir-

Bu arada bünyeyi iş-güç sonrası evsel ve çevresel aktivitelere de yetecek enerji seviyesine çıkarmanın bir yolunu bulursan bana da haber et!!!! :)

Cheers!!

marléne the third dedi ki...

aa otel onlarınmış he mi? demek ki bütün parayı otele yatırınca uçakları eski püskü alsak da olur demiş paragözler.olmamış ama.

ya adam! sen mis gibi tatil beldesindesin,pislik yok,hırto yok,trafik yok.senin yerinde olsam işten çıkıp denize girer,kumda bi kokteyl yuvarlar öyle eve geçerim :))

oha yapsana bunu :D

ihsan dedi ki...

Maaaaaalesef bütün outbound trafiğimiz ellerimden öptüğü için su geçirmez bir notebook ve smartphone alana kadar 7/24 karada zaman geçirmeye devam etmem gerekiyor :/

Ama şunları teker teker çürütmeyi de bir borç bildim;

Mis gibi tatil beldesi: Haddinden fazla sıcak bir tatil beldesi.

Pislik-Hırto: Tahmin edebileceğinden çoook daha fazla sayıda apaçi var. Hem yerli hem de yabancı apaçi üstelik; ve yabancısı gerçekten BETER.

Trafik: Maalesef bunun da alâsı var :(

...

Ve fakat dün bu satırlar yazılırken ben Harbour'da, adından da anlaşılacağı üzere deniz kenarında kuzenimle mojito içiyordum. Pipetin içine kaçıveren bir parça naneyi de senin niyetine kemirdim ;D

marléne the third dedi ki...

ahahah :D adisin ihsan! :) dur daha nispet günlerim gelmedi, gelsin hepinizi çatırdatıcam nan :D

ihsan dedi ki...

Şimdi burada arkadaşlar zaman zaman yıllık izin diye bir mefhumun varlığını zikrediyorlar. Ancak burada çalışmaya başlayalı 13 ay olmasına rağmen henüz bana nasip olacakmış gibi gelmiyor. Umarım sana nasip olur ve ben çatır çatır çatlarım. İzin çok iyi birşeydir tamam mı? >:O

marléne the third dedi ki...

aynı durum bende de mevcut ve şu ana kadar her tatilinde kavruk halde denizin,kumun her bişeyin tadını çatır çatır çıkaran insan olarak agustos sonuna dek plazaya mahkum haldeyim.

peki ben napam,ben nerelere gidem ihsan? >.<

Yorum Gönder

isyanım VII.Henry'e!!