19 Temmuz 2011 Salı

i’ll find someone like you

^^ bu postu Ayşe Özyılmazel staayla üstümde pikinim, yanımda sevgilim ve masmavi suların üzerindeki bir tekneden yazmayı yemin ediyorum çılgıncasına isterdim lakin sadece klimam, soğuk suyum ve haftasonu havuz maceramdan dolayı beni küçük boy bir Helga'ya dönüştüren güneş yanıklarım var. yaklaşık 5 senedir ilk defa bu kadar haşıl haşıl yandığım için epey hazırlıksız ve mızmızım. şöyle yatakta keyifle uyumak haram oldu, her an löp diye yemek olabilecek bir kuş uykusundayım 3 gündür. saçımın değdiği yer etimi çiziyor gibiyken toplu taşıma araçlarında yaşadığım korkuyu siz düşünün. çünkü orada zaten " topik teyze" ve "çok hanzo adam" tehlikesi duruyorken bi de üstüne dokunmasınlar diye kasmaya çalışmak gerçekten yorucu. neyse ki koca bir kavanoz kremim var da yandıkça elimi daldırıp az sonra güreşe çıkacak pehlivanmışcasına kremlenip duruyorum.
                                                  Marlene, çok yanmış.
^^ aslında havuzsever bi tip değilimdir çünkü içine gözlerimi kızartacak kadar klor da dökseler başka seyler de yapsalar, o kadar insanın teninin değdiği hatta bazı ayıların ve embesil çocuklarını tükürdüğü bir su birikintisinde yüzmek bana hiç cazip gelmiyor. -takanı anında "çük kafaya" dönüştüren bone olayına hiç girmiyorum bile- hatta herkesin birer birer tatile gittiği şu dönemde işe girmem ve her gidenin ardından mahsun gözlerle bakıp pıt diye bir damla gözyaşı düşürsem dahi yine de tatil konusunda bu kadar gözü dönmüş değildim. taa ki iş yerimin dibindeki sitede oturan o ayı, o görgüsüz, o şimdi burada türlü küfürleri sayıp dökmek istediğim insanların havuzda nasıl keyifle oynayıp durduklarını görene dek..ha işte o an camı açıp "allahınız yok mu laağğnnnn" diye bağırmak ve bunu çeşitli küfürbaz hareketlerle desteklemek istedim ama plaza camları bir garip, zaten bu dediğim olay tuvalette olduğundan oradaki kocaman camı açmanın imkanı yok.işte bu çirkin olaydan sonra masama dönünce "ben de gitçem havuza!" kararı ile kendimi güneşin altında domates gibi kurumaya bıraktım. bunca acıya rağmen yine de her tuvalete gidişimde gözümün bu pis, keyifçi insanlara takıldığını söylememe gerek yok sanırım?


^^ işe başlayalı 2 ay oluyor ve ben hala eve pert şekilde dönüyorum. alışınca rutine bağlar iş çıkışı happy hour bile yaparım diyordum ama şu an için pek umudum yok. çünkü işteki saatlerim çılgıncasına yoğun ve stresli. bir maili 5 kere telefonla bölünmeden yazabilmek ise hayal. beni en çok sinirlendiren müşteri tipi ise patronlarının "gızım aç sor bakam yühüümüz gelmiş mi?" yönlendirmesi ile telefona sarılan hevesli genç kızlar ve menepoz teyze gibi bokuyla bile kavga edebilecek olan çok sinirli orta yaş adamlar. ilk grup neyse ama ikinci grup karşısında bazen "şu kablodan geçsem, karşıdan çıksam da şunun ağzını burnunu bi kırsam!" dediğim oluyor ama sadece telefonu çotankkk diye kapatırken kısık volüm ırssspııı çoççuğuuu demekle yetiniyorum. iş demişken, 2 gün sonra deneme sürem bitiyor. bakalım Marlene kızın bir sonraki serüveni nasıl olacak?


sizi kıro bir radyodan platonik aşkına şarkı gönderen kız modunda, dinlerken tüylerimi diken diken eden (vurgu yapayım da iyice gizemli olsun ehe) şu şarkıyla başbaşa bırakarak kremlenmeye koşuyorum.










7 Temmuz 2011 Perşembe

you may kiss the b.day girl

                                                       Sebastian. bu kutlu güne özel, temsili.
tabiy! tabiy ki de doğum günü kızını öpebilirsiniz lakin sadece kuru kuru öpene de hiç çekinmem söylerim lafımı, öyle de netim. çünkü hediyeler olmadan "yaşlanıyor" olmayı kutlamak çok saçma lan! tamam artık 26yım! demek -hımm evet o kadar da - kötü değil gibi geliyor olsa da, bir parça hüzün, gözlerde hıkık diye düşmeye hazır bir kaç gözyaşı da yok değil. üstüne ailemden,sevdiklerimden uzağım ve yarın yani kutlu doğum günümde gözlerim ekrana bakmaktan şaşı olmuş halde çalışıyor olacağım. oo gaat! 


yeni yaşım için fiks menü gibi her yılbaşında,her yeni yaşta dilenen bol sağlık, acciyip kocaman miktarlarda para, huzur ve şans vsnin yanında ufak popolu bi araba ve -şu meşhur bağlanma sorunuma tokat gibi gelecek- en yakışıklısından bi Fransız diliyorum! bi de uzuuun ve güzel bi tatil ama bence bu biraz işin b.kunu çıkartmak olur o yüzden fazla şeyetmiyim, bu da yılbaşı dileğine kalsın ehaha.


see you!


p.s: geçen cumartesi süper hediyesi ile şaşırtıp üstüne bi de bütün gece içki ısmarlayıp kurtlarımı döktüren Norawashere! cağğnımsın! <3
p.s: hediye kısmında tabiki de ciddiyim ehaha ama hediye almaktı göndermekti kasmak yerine benim için mahallenizdeki sokak pisi ve kuçularına mama alıp bi de mıncırmak güzel olabilir.topluca sevaba gireriz olm.