25 Kasım 2012 Pazar

...dashed and divided like a million stars

Güneşi daha sık görememekten mi, hayatımın donmuş bir nehir gibi bir yerlere akamadan kaldığını hissetmekten mi yoksa "hedef seçme ve ona ulaşmak için uğrunda her şeyi yapma güdüsü"nden eksik olduğumdan mıdır bilemiyorum ama bu aralar hayatım sadece "gri" ve bunun için durup öylece "mutsuz" hissetmek beni kesmiyor. hani bazen yataktan çıkmak istemez, sadece karanlık filmler-videolar izler ve bayıldığın karamelli krokanlı pastaya bile pas vermezsin ya, işte bu o dönemlerden bile değil.

olanca keyifsizliğin içinde dikilirken, sen zaten kendin gibi olmadığın için ne aşk, ne iş, ne arkadaşlar hiçbiri alışık olduğun o renkli anları geri vermiyor sana. damak tadını kaybetmiş ama fena halde lezzete aç şekilde, hayatında en sevdiğin şeylerle dolu olan ziyafet sofrasına oturmak gibi, seni besleyip ayakta tutan "heyecan" kordonunun koparılmış olması gibi, ne yapsan bir türlü olmuyormuş gibi. 

hayatın saçma şekilde salak bir rutine bağlanıyor ve enseden kurulmuş oyuncak gibi uyuyor, uyanıyor, o boktanlaşmaya başlayan işine gidiyor, günü öldürüp eve dönüyor, sana aşkla sarılan adama ölü balık gözlerinle bakıyor ve  hayatın bütün zevklerinden kaçıyorsun.

yani bu aralar beni ben yapan ne varsa kaybettim ve acele edip dağılan parçaları birleştiremezsem, yeni yıla üzerimde bana hiç yakışmayan bu ruhla başlayacağım..

ve bilirsiniz yeni yıla nasıl girerseniz öyle geçer.* 

Marl 

*evet, 27.yaşımda buna artık inanıyorum.


 Lana'nın salıncağını, o umarsızca sallanışını (çocukken ben de böyle sallanırdım, dünyaya tersten bakmak iyi geliyordu) çok kıskandım..başıboş hayatını ise daha çok.

0 isyancı:

Yorum Gönder

isyanım VII.Henry'e!!