24 Mayıs 2009 Pazar

Sütlü kahve, zar adam ve Pazar

yüzüne gözüne kurban list style, aslanımsın list style, hayde bree list style!

^^ Bir İstanbul'lu olarak bu İstanbulluları çok garip buluyorum lan. enterasan tipler. ne ararsan var! durumu. Akrabalarımın burda olması ya da çocuklugumun burda geçmesi beni bağlamıyor, ben kendimi şiddettle turist hissediyorum her seferinde. işime de geliyor. çok karışık yahu! bir yerden bir yere gitmek bile turistik gezi gibin. fekat metroyu accayip beğendim. havaalanı gibi. git git git bitmiyor. içine ring neyim yapsalarmış diye diye gezdim. bakınız "gezdim" diyorum çünkü cidden koccemen. o yürüyen platformla aramda ayrı bir kimya oluştu (L). bırak beni durayım bütün gün üstünde o derece. (Cezayir'i bu kadar anlatmadım he ne metroymuş eheoh)

^^ Gezelim görelim her adımda fotoğraf çekelim iyi tabi ama şöyle de bir durum var ki, yer yer kimi okulların parselledikleri yerleri görüp epey saydırdım, başımdan dumanlar çıktı. Dağ basında inekle, koyunla burun buruna okumuş olmanın verdiği eziklikten olsa gerek pek hasetim bu konuda. hiç affetmem. basarım küfürü. o freensız liseleridir, gassaray üniversitesidir, kabataştır felan hepsi nasiplendi, hiç birinin hatrını bırakmadım.

^^ Şunu da farkettim ki, istiklalde foto çekelim diyince triplerden trip begeniyorum. böyle bir mızlanma, nazlanma, kasılma her hale giriyorum. gerçi ben fotoğraf makinası ellerimde degilse her şekilde geriliyorum ama bu durum daha farklı. az araştırayım netten istiklalde foto çektirme fobisi diye.

^^
Mısır Çarşısı'nı gezerken yeni çekilmiş tazecik kahve kokusundan gözüm döndü. diğer şeylerin hiç bir önemi kalmadı. bu arada mevsimi geldi artık tabiy, her yer vıcır vıcır turist. fekat şöyle bir şey var ki, turistlerdeki paranın tadını sevdiklerinden satıcılar türklerin yüzüne bakmıyor. yahu ben lokum almışım parasını uzatıyorum , sen dibimdeki turist kıza " no kalori" diye bol fıstıklı accayip güzel görünen lokumu tattırmaya çalışıyorsun be cibilliyetsiz adam! ayıptır! yemedi kız oh iyi oldu ama kaseyi burnumun dibinden hooop zulaya soktu yine pis adam. çok içerledim. aksan yapıp yerdimdi o lokumdan baban bile anlamazdı ama kılçık ifademle "ne yaptıgını gördüm heyvan" bakışı ile geçmeyi tercih ettim. edepli insanım ben.

^^ Sevdiceğin okuluna (YTÜ) bittim. Biraz uzak ama yeşil yeşil, pek güzel. Ucundan Ege'yi hatırlattı gerçi otlar ordaki gibi bakımsız ve adam boyu değil. ser örtünü, koy piknik tüpünü yayıl yani öyle sevimli. ( tüp mü? hasır sepet, kareli örtü, şarap diyeydin bari) Hele İnşaatın çimlerini öyle sevdim ki, benden sonra mukan'ı parmakla gösterip " bunun sevgilisi çimenlerde camış gibi yuvarlandı hee" demesinler diye zor tuttum kendimi. 3 adet "nişan" temalı (yan duruş-çocuk kıza sarılır, kız bütün dişlerini göstererek sırıtır vs) kare ile yetindim.


^^ Ortaköy'de keşfettiğimiz yer! oo may! İstanbul'da yaşasam bütün kalabalığına ragmen her pazar mutlaka oraya gider ve köprü manzarasında nefis kahvemi içerken şarj olurdum. (evet efem, fotolar by marlene) Boğaza, yeşilliğe, köprüye gözlerimi kırpıştıra kırpıştıra bakmak süper, tavlada çok kere yenilmek değil. (Kafenin adını vermiyiciğim ehah) Bir de küçük pazarımsı bir şey vardı pazar günü, incik boncuk yanında şahane kıyafetler de satıyorlar. ( hayır! batik, otantik vs şeylerden nefret ederim) benim gibi Elizabeth döneminden kalma dantelli şeyleri seviyorsanız kredi kartınızın canını yakabilirsiniz.

^^ Elizabeth demişken, dün gece rüyamda 16.yy İngilteresindeydim. Ve ne yazik ki balodan baloya koşmak yerine, meşhur Londra kulesinde kafamızın uçurulmasını bekliyorduk sevgilimle! Ooo may gat! Rüya olduğunu yaşlı bir kadın "bak bunu içersen korkun geçer " diye ufak beyaz bir hap uzatınca anladım. Siee! diye uyandım tabiy.

^^ Yazının gelişine gidişine aykırı olarak yıllardır haykırarak sormak istediğim bir şey var. Lütfen biri ( muhatapları da olabilir bak o derece açığım ) bana “ dümdüz, tek renk, yuvarlak yakalı, yarım kollu body ( yazarken bile tiksiniyorum yarebbim!) olayının esprisini anlatabilir mi? Hayır ben yıllardır gözlemliyorum inanın açıklamasını bulamadım. Bir kadın nasıl böyle bir kötülüğü yapar kendine? Her şeyle uyumlu, çok pratik, günü kurtarıyor cevaplarını kabul etmiyorum! Yarebbim adında hayır yok “ body!” . Tamam, diyelim ki sizi üzerinize yapışarak bütün yağlarınızı ortaya çıkaran bu şeyin görüntüsü rahatsız etmiyor ama çok rica ediciğim bari “ gri “ olanından giyerseniz zahmet edip koltukaltı stick’inizi sürmeyi unutmayın! Nolusun yaa nolusun!! Daha fazla devam edersem bayılazağım sanırsam, uzun atlamayla bir alt maddeye geçmeyi deniyorum. geçemicem gibi ya bakalım.

^^ Şunu da eklemem lazım ki “Bir Erkek 10 Günde Nasıl Kaybedilir “ filmindeki taktiklere hiç gerek yok, misal ben şu gün “ beyaz body+ bilekte biten siyah tayt+mini kot etek+ hasır dolgu topuklu ayakkabı” kombinasyonu ille sevgilimin önüne dikilsem, bana her daim gözlerinden kalpler fışkırtarak bakan o adamın izini bir daha ömrüm boyunca bulamam! Bakınız durum bu kadar ciddi badyfanları! Gelin birlik olalım, o iğrenç şeyleri yok edip hayatımıza devam edelim. Vallahi hiç giymemişsiniz gibi davranıcam, söz!


Mis gibi kahve kokulu Pazarlar dileyen marlene the keyif insanı.

p.s : Foreverrr cıbıldak omuzlar! Ehohah

2 isyancı:

marléne the third dedi ki...

ben silmedin bişiy fekat? enee :/ adım yorumları silen pis bloggğır sahibine çıkıcak :/

Loreathan dedi ki...

"istiklalde foto çektirme fobisi" , güzel ekşi sözlük başlığı olur:D

Yorum Gönder

isyanım VII.Henry'e!!