16 Ekim 2009 Cuma

take the big king down! ya da elleşmeyin dursun yazık lan

*** yorgana kavuşmamın nerdeyse 3.haftasını bu gece ona daha uzun süre sarılarak kutlamayı düşünürken bugün otobüste 2 tane tentoşun (yaş : +60) henüz kışlıkları dahi çıkarmadıklarını duyarak kendimi göz yaşları içinde eve attım. göz yaşlarımın sebebi bir önceki yazımda detaylı olarak belirtiğim bıyıkkadın hemşire ile kansız mıyım bi baksınlar diye kan vermek için gittiğimde yeniden karşılaşma ihtimali oldu. bu arada sol kolum rekor hızla iyileşiyor. bakınız bugün 20 küsür gün oldu ve ben kolumu eskisi gibi kullanabiliyor gibiyim, gibi gibiyim :')

*** dizilerde şöyle bişey var : şimdi dizide konu akışı gereği melankoliye bağlayan karakteri, çok fazla can sıkıcı olduklarından, meymenetsiz suratlarını görmeyelim diye "..neyse ben uzanıcam biraz " diye görmediğimiz, kimsenin de umrunda olmayan yere şutluyorlar. hah işte bana daral geliyor o sahnelerde. yahu kadının/adamın derdi var görüyorsun, o an kadrajdaki diğer karaktere bir şeyler yaptırtsana senarist/yönetmen arkadaş? hayır gidip içerde uzanınca ne uyuyabilecek , ne bişeyler okuyabilecek öyle mal gibi bakacak tavana. bunu bile bile " "ee gidip uzanayım madem " tribine sokmaya gerek var mı? hooop sahne geçiyor başka bir yere ama cidden aklım kalıyor o karakterde benim. nette de takılmaz o tipler bilirim, öylece saatlerce kum kum dururlar odada. ay bak daral geldi yine :/

*** bana göre yolculuk rotası İtalya'yı gösteriyorsa her şekilde fonda Beirut olmalı. Cidden bak. Ne zaman nerde dinlesem, baştan sona bütün şarkılar İtalya aşkımı alevlendiriyor. Gerçi bıd bıd konuşuyorum ama Aeroporti di Roma ' da geçirdiğim saatler boyunca hırbo İtalyanların davranışlarından dolayı memleket hasretine düşüp Cem Adrian'a sarmıştım çok fena. Siz yine de Beirut dinleyin. Bi dahakine ben öyle yapıcam. Ha bi de o tuvaletteki bez havlu neydi lan öyle? çek çek metrelerce kumaş? burda olsa gülersin burun kıvırıp " iyyyy piss" dersin. orda oldu mu" vayy Evrüpeliilara bak ". haspinallaaah.

***Hah yolculuk neyim demişken, hatırladığım kadarıyla şu Cezayir muhabbetine bir takım kılavuzsal bir şeyler yazacaktım ama sonra kim niye gitsin laan? diyip sallamamıştım. ama ben çektim siz çekmeyin diye bi de aklıma gelmişken yazayım diyorum ; allahaşkına bir çift terlik götürün yanınızda! ben otelde kalicüz ne de olsa diye bi de hani kıçıkırık yer de olsa yurtdısına gidiyorum ayol ne terliği moduna girdim ve inanın banyodan sonra şıp şıp laminant yüzeye bastım kaç gün. hayır o değil otel çıkışında adamlar " bu gadın yerdeki güzelim ahşabı harap etmiş suyla , kesin parasını " diyecekler diye afedersiniz yusufçuk oldum. ulan koca ülke yağmurda yağışta bütün parmaklar dışarda terlikle geziyor, sokakta kotun pantolonun altına ayakkabı giyen bulamazsın ama Fransız temelli lüküs otelde terlik yok! hiç olmadı dandik havlu terlik yaptırır insan koyar odaya temiz temiz. Konu sudan banyodan açılmışken her banyo sonrasında otelde fellik fellik saç kurutma makinası aradığımı da eklemek isterim. telefondaki bağyanla arapça-fransızca anlaşamadığımız için ıslak saç ilen resepsiyona inip , deli gibi saçımı neyim gösterip vuu vuu sesleri çıkarmışlığım var. hair dryer diyince yüzüme bakan kadınlar mı maldı, nete girip bu bokun fransızca ya da arapçasını bulmayan ben mi kararı size bırakıyorum ama uçan marlene terliği diye bişey de var, aklınızda bulunsun.

*** Cezayir ve yeme- içme konusuna girersem edebimle çıkamam nitekim 1 haftada 2 kg verdim ama şunu bilin ki kaşarlı pizza isteseniz bile üstünde tombik tombik köfteli geliyor. Her köşe basından Fransız akımı çıkıyor ama o güzelim beyaz binaları leş içinde bıraktıkları gibi yemeklere de kendi damgalarını vurmuşlar, etoburlar için cennet. bu yüzden günüm gecem pannini ( gayet bildiğimiz tost. içinde 3 çeşit peynir oluyor sadece) yemekle geçti. He tabiy bu arada kahvaltıyı has kruvasanla yapmadım mı yaptım o ayrı. ama insan her öğün bunlarla beslenir mi? kabız olursun vala. oldum da zaten. son olarak " ay wüüd layk tu hev sam tiii" dediğinizde gelen şey naneli ve bool şekerli bişey olacak. o yüzden british tea isteyin. orda içtiğim çayı burada tatmış değilim vallahi Londra'ya gitmiş kadar oldum.

*** T-box'da güzel bir kampanya var, 30ytllik bişey alırsan, 10 ytl anında indirim oluyor. seviniyor insan salak gibi. o parayı zirzop şeylere ver sonra 10 ytl indirdiler diye sevin. Gerçi aldığım şemsiye cici olmasından öte heyvanımsı. Hani asılan neyim olursa Hande Ataizi gibi dalsam en az 3 leş kalır geriye. gözyaşartan spreye gerek kalmadı , iyi bari değmiş parasına.

*** saat 02:35 ve yağmur göğü gürlete gürlete yağıyor. Osman kedisi içerde annem olmasa kös kös gelirdi burnumun dibine. hak vermiyor değilim, bu gümbürtü yaş kaç olursa olsun bazen insanın içini bir garip yapıyor. o sebeple yazıya noktayı koyuyor, yatakta beni bekleyen yorgana koşuyorum.

gute nite!

p.s : evet bu çalıyordu : beirut -elephant gun.
p.s : fötölar Algeria hariç çarpma çırpma from deviantart.

2 isyancı:

Çağdaş Yılmaz dedi ki...

blogunu çok beğendim ama gördüğüm kadarı ile uzun bir süre yazmamışsın acaba daha da yazmayacakmısın?

marléne the third dedi ki...

çok teşekkür ederim.
yazı perisinin keyfi yok bu günlerde, 2 cümleyi biraraya getirmeme izin vermiyor. ben de mecburen onu bekliyorum.
yazacağım tabiki de :)

Yorum Gönder

isyanım VII.Henry'e!!