15 Mart 2010 Pazartesi

minav

norawashere'ın bloğunda gördüm ve paylaşmak istedim. kendine bakmaktan aciz aptal sevgililere, şımarık çocuklara çanta süsüymüş, oyuncak ayıymış gibi alınıp, büyüdükleri ya da etrafa işedikleri zaman çöp gibi sokağa atılan bir sürü kedi köpek varken buna sıra gelebilir mi bilmiyorum ama en azından umuyorum...
bu minnoş 5 aylık yakışıklı bir erkek. sokakta biraz hırpalanmış ancak şu anda tedavisi onu 2 aylıkken sokakta bulan fotografpenceremden tarafından yaptırılıyormuş. İstanbul'da kendine bir yuva bulabilirse, yeni ailesine teslim edecekler bu küçük patiyi.
evde böyle dostlar beslemek çok keyifli, keyifli olduğu kadar da çok zor. osman kedisi kontenjanı yayıla yayıla doldurduğu için bir umut sizlerle paylaşıyorum. 

dilerim onu gerçekten sevecek bir aile bulabilir kendine..



ps: pet-shoplardan ve onların vicdansız, kalpsiz sahiplerinden nefret ettiğimi söylemiş miydim? ayrıca cins hayvan olsun diye tutturanları da anlayamıyorum ben. o ayrı bi kafa. 

13 Mart 2010 Cumartesi

april,my happiness

                                                                    küçük adamım
^^ Astroloji bazıları için gazete eklerinde "günlük burç falınız" köşesinde yer alan saçma eğlenceli yorumlar bütünü, bazıları içinse üzerine düşünülmesi, kafa yorulması ve dikkat edilmesi gereken popüler bir bilim. ben "her şeyden biraz" mantıgında -ki bunun toplumdaki adı maymun iştahlılık oluyor- olduğum için ne burun kıvırıp küçümsüyorum ne de fanatiği olup hakkında sayfalarca araştırma yapıyorum. hangi gezegen neyi etkiler, hangi günlerde enerjim düşük olur, ay evi-güneş evi vs gibi şeyleri bilmem, üzerine düşersem de daral gelir,sıkılır ve uzaklaşırım. o yüzden burçlarla olan ilişkimi "seviyeli ama sıcak" kıvamda ilerletiyorum. 
^^ şimdi hangi gezegen neyden sorumludur bilmem dedim ama bunların arasında ivedi suretle geri geri giderek insanın sinirini zıplatan bi denyo var ki adını da burda vereceğim, aha da verdim : Merkür! bu dengesiz yüzünden aylık burç yorumlarını korkarak tek gözüm kapalı okur oldum. çünkü bu arkadaş ne zaman geri bassa işler güçler duruyor, karar almak insanı ishalmiş gibi geriyor,terslik üstüne terslik yaşanıyor. hayır yani "aman allahım merkür geri gidiyürr" diye kendimi yataktan yatağa atmıyorum ama gözle görülür bir takım şeyleri deneyimledikten sonra epey kıllanır oldum bu tipsizden ben. 
^^ dur ya merkür'e saydırdım ama Aralık'tan beri geri giden Marstı bu sefer. beklenen olayların gecikmesi, maddi kayıplar ve kazalar vs gibi şeyler için uzmanlar "buna daş atın " diyorlardı. "dı" diyorum çünkü 10 mart itibari ile kendine geldi ve artık düz ilermekte kendisi, oh hadi geçmiş olsun. bakalım yakında hangi ahlaksız geri gidip bizi dürtecek?
^^ yahu ben bu postta sadece " Nisan bebeğimsin, bekliyorum dört gözle" diyecek ve hemen kaçacaktım ancak ucundan rezzan kiraz oldum :S  neyse artık. ayrıca şu an kaba etim isyan bayragını açtıgı için sandalyeden uçarak yatağa konuyorum. 

xoxo.


çok mühim not : o sıcak su torbaları var ya, onlar resmen ilkel terminator lan! az öfkem ve acım geçsin yazacağım ama bence onlar size saldırmadan siz onları 8 parçaya ayırarak her parçasını bir yere atmak suretiyle onlardan kurtulun. insanlık sinsi bir tehlike altında! 
uyarımı yaptım, gidebiliriz sebastian. 

8 Mart 2010 Pazartesi

m-side

                                                (-)
Malum gün.


Hani şu bazı kalabalıkların meydanlarda halay çekip, kadınlar-özgürlük-eşitlik kelimelerini birbirine bağladıkları, mağazaların da yüzde 50 indirimlerle beyinleri dondurarak katkıda bulunduğu, şahane şenlikli, kısırlı kekli davullu zurnalı "kutlanan" gün.


yakın zamana kadar, maddi olarak kendini destekleyemeyen kadının sahip olduğu evlenene kadar babasının kanatları altında olma hakkı üzerinde adice, kendi bencil düşüncelerine göre keyfiyen yapılan oynak değişimlerle işi olmayan kadına aleni olarak koca yolunu çıkış olarak gösteren bir ülkede yaşayıp, her gün yumurta pırtlayan tavuk gibi " 3 çocuk yapın" söylemlerinin hedefi olurken, 365 gün boyunca yapılan türlü ahlaksızlıklara, şiddete, ayrıma maruz kalırken, 1 gün bile yolda tacize uğramadan yürüyemezken " kadınlar günü" de ne ola??bugünü " kutlamak" ne ola?


istenilen hakların meydanlarda halay çekilerek piknik havasında  konuşmalar yapılarak elde edilebildiği tek yer neverland gibi bir yer olabilir, az kendinize gelin. dikkat çekmek, destek toplamak içinse izlenen yol yanlış. sen bütün gün kahvede oturup eve gidince yemek yok diye kadını döven, aptalca namus cinayetlerine kızını-karısını-kardeşini kurban edebilen, pipisinin keyfi için onu istemeyen kadına tecavüz hakkını kendinde bulan öküzleri değiştir(e)medikten sonra, şehirde yaşayan iyi eğitimli,iyi kazanan adama istediğin kadar bilgilendirmesi-mesajı bol tiyatro,film seyrettir, istediğin kadar ukala ukala konuş zerre kadar anlamı yok.


bu sebeple bugün benim için popomla güldüğüm sevgililer günü gibi bişey.
ben ilgilenmiyorum.
buyursun, isteyen tepe tepe "kutlasın".

5 Mart 2010 Cuma

titredim ve kendime geldim!

demin şunu gördüm;
bıırrrrhhh! öeeh derken şunu da görünce ;





tamamdır dedim. 




Doutzen Kroes, insan mısın sen?




p.s: ince bel-dolgun poponun önlenemez yükselişi oo yeaa ehihi.




p.s: goygoy.com'a bana bu şoku yaşattığı için teşekkürler :D 

wish-today

manzaram; 


karşımdaki sabırlı adam :) 


yenilsem de mızıklamazdım hani.

bu da böyle pms kokan bir post olsun. her zaman çikolata fotoğrafı olacak değil. 






p.s: sevgili (dişi) sapığım, bu mod fotoğraflardan bende çok var ama genç yaşında kalpten gitmeni istemediğim için kullandığım fotoğrafın linkini veriyorum, byee ciciş. 

3 Mart 2010 Çarşamba

bir takım itiraflar number tu

        dişi olsa osman'ıma alırım 
^^ doktor bu ne? vertigo evladım. hön?? evet aynen böyle kaldım. ben kendi çapımda masumane faranjit oldum bitti geçti lakin bu bitmek bilemeyen " geceden kalma durumu" nedir diye aranıp, bir günde almam gereken 3 hapın birbirine kıllık yaptığını düşünürken başıma bu vertigo tipi çıktı. neyse ki daha 2.ilacımı yutmamla " içmişiiimm dertlliiyim" etkisi birazcık hafifledi. yeri gelmişken buradan azan tsh değerim yüzünden günlük hapımı heyvan gibi arttırdığı için suçlayarak ivedi olarak sövdüğüm 60lık doktorumdan özür diliyorum. 24 yaşa bu kadar hastalık sığdırabildiğim için de kıs kıs gülüyorum, yaşlanınca hepinizden sağlam olacağım ehihhi. ( geçirecek hastalık kalmayacak çünkü)
^^ hastanede sıra beklerken " bunların hepsi sinirr stressten oluyor tabiy tabiy" diye konuşan teyzelerden mümkün olduğunca uzakta durmaya çalışırım, yakınlarında durursam kaşım gözüm atarak edepsizleşebileceğimden korkarım. ( fena edepsiz olabiliyorum,aklınız şaşar) 
^^ ben çok sıkıldım buralardan. bu İzmir bana minnacık gelmeye başladı ya dur bakalım. bi de biz Karşıyakalı insanlarda genel olarak gözlemlediğim "dünya batsa umrumda değil" tavrı aslında çok harika bir şey olmakla birlikte bence bütün kötülüklerin anası. havayı güneşli görünce insana gelen "yardırayım sahile, oh yürürüm şurda çay içerim,lak lak ederim, fotoğraf çekerim" hissi yüzünden iş güç kalıyor. bir değil iki değil? bir de her şey elimizin altında diye öyle tembel oldum ki ben Alsancak'a,Bornova'ya gitmek eziyet oldu.ayağımızın altına adam gibi doktorları olan hastane yapsalar asıl o zaman çıkmam K.yaka sınırından.( tam emekli hayatı?)
^^ söyledim mi bilmiyorum ama ben epey sıkıldım buralardan. bi hava alıp geleyim diyorum. (vertigo unutkanlık da yapıyormuş bu arada)
^^ dişi kedisi olan okuyucular dikkat kesilebilir burda; mis gibi gül suyu kokan tombilik oğlumuza eli yüzü düzgün dişi arıyoruz. İstanbul'da olanlar şu an için tercih sebebi. darlandı oğlan, sabah akşam yıkıyor ortalığı. kısırlaştırmadan önce tadına baksın istiyoruz ahaha dur ya olmaz böyle hiç bir kız annesi hoyta bir oğlana kızını şeyettirmez, o zaman şöyle diyelim ; sevgili kızınız ile yakışıklı,sağlıklı maine coon cinsi oğlumuzdan olma minnoş minnoş yavrular istemez misiniz? koca gözlü,minuv minuv diye ortada dolanan küçük kafalar? 1 aya kadar kısırlaştırmayı düşünüyoruz bence bu fırsatı kaçırmayın,pişman olmayın :D yok yok şaka, zaten yeterince kedi var ortada fazlasına gerek yok o yüzden sadece kısırlaştırılmış dişi kedilerinize talibiz. (hayır şimdi bu kısmı kendine dert edinen biri çıkar aman diyim vertigo asabi yaptı beni uyarırım :D)
^^ havalar ısınınca patenci gençlik çıkacak yine sahile ya, bu sefer kendimi tutamaz aralarına karışırım gibi geliyor. en son kendimi paten üzerinde hafif alkollü kafa ile dimdik yokuş aşşagıya ( yazlık mekan) bıraktığım o sıcak ağustos gecesinde, kendi çabamla durmanın imkansız oldugunu yanından jet hızıyla geçtiğim arabaların aynalarını tutmayı bırak göremez haldeyken acıyla anlamış, yokuş ortasında yılan gibi sinsice pusuya yatmış kocaman hortumu görünce de " e buraya kadarmış napalım" diyip hayatımı film seridi gibi akıtmıştım gözlerimden. sonuçta karşıma çıkan ilk insana ( cüsseli bişeydi şükür yarebbim!) can simidimmişcesine sarılmış ve beraber çimlere doğru yuvarlanmıştık. ertesi sabah dudağımda çıkan uçuğu saymazsak epey hafif atlattım denebilir. o gün bugün yoldan geçen hortumları çaktırmadan bıçak darbesiyle yarasım gelir ama henüz denk getiremedim. 


bi de böyle bisikletle uçmuştum küçükken ama gece gece olmaz, bir ara anlatırım.


gute nite. 

1 Mart 2010 Pazartesi

ıhıh olmaz

jessica stam bacı
şimdi bu abla moda severler için zaten ünlüymüş ama Türkiye Vogue'da kapak olunca aniden herkes hastası oldu ya, alana mani olmam lakin kimse benden 5 saat uykuyla uyandığım sabahlarda aynaya bakınca gördüğüm suratın kopyası olan şu yüze övgüler yağdırmamı beklemesin, pisim, kalp kırarım. neyseki benim gözlerimin altı mor ve kedi gibi değil pörtlek.


tamam buydu olay. si yu.


p.s: bir süredir tepemde taşıdığım saç renginin verdiği stresin üzerine annemin gelip ekrana bakarak "aa sana benziyor" demesi oturunca dellenip kızcağız üzerinden çemkirdim evet ama hakkını yememek için sarışın haline de baktım, ıhıh cacık olmaz. 
ayrıca yıllar yılı erkek arkadaşlarımla tutuştuğum " hangisi güzel" tartışmalarında onların aklının uçtuğu popo, koca meme, şappik dudak gibi detayların aksine, ben ten-göz rengi, saç yapısı, burun kıvrımı, genel duruş vb şeylere puan verdiğim için her seferinde duyduğum "iyi ki erkek değilsin" cümlesine artık katılıyorum. 
iyi ki de degilim yoksa aradığım güzelliği bulamadığım için bunalıma girer ve önüme gelen kakalak kızla gençliğimi harcardım lan :( 


xoxo.