2 Mayıs 2011 Pazartesi

so obsessed

^^ neredeyse 1 aydır güne,gözümü açar açmaz cama koşup perdeyi aynen filmlerde olduğu gibi iki yana savurarak(camlar büyük anacım ben napayım) ve güneşi görmeyi umduğum halde her seferinde babayı görmem ile başlıyorum.eh tabi pek hayır gelmiyor o günden sonra."bu sene de yaz gelemedi" diye muhabbet çeviren mahalle teyzesi ruhumla ve Godot'u bekler gibi,öyle de boş bir çabaymışcasına ama umutla bekliyorum havanın ısınmasını. tabi bu arada hobi olarak haberlerde,nette falan izmir'in kaç derece olduğuna bakarak,aradaki bölge farkını ısrarla kabul etmeyerek kendimi dipsiz bir keder içine bırakıyorum.tabi durum bu kadar gri olunca, genelde bir rüzgarölçer olarak kullandığım, utanmasa evin içinde bizimle yaşayacak olan koca kafalı kollu falan gudubet ağacın ucundan yeşillenmeye başlamasını kutlamak için evde 2 tur halay çekmem garip gelmemeli. 


^^ bu arada yüz versek eve kiracı çıkacak olan sadece ağaç değil, mutfaktayken sürekli gözgöze gelip "hacı naber ya?" diye laf attığım, ağacın en güzel yerini kendine mesken edinmiş bir karga ailesi de var. zaten oturduğum semt kafam kadar kargalarıyla meşhurmuş meğersem.kedi gibi yerde falan yürüyor bunlar,çöpten yemek çalıyorlar, enterasan hayvanlar. o değil balkon yarım teras olduğu için yarın öbür gün havalar ısınınca(!) balkon kahvaltılarında birer sandalye de onlara çekip, tabak ayarlamak gerekecek sanıyorum.neyse artık sığışırız.

                                  halbusi hiç de sevmem sarışın ama işte adam prens.
^^ Royal Wedding'i seyredip de hırsından gelinliğe,geline bok atan sadece Türk kızı değilmiş,sokaklarda salya sümük ağlayan İngiliz kızlarının fotoğrafları nete düşünce nasıl da rahatladım.bu arada şaka maka bir avuç prens kaldı, bir diğer düğünde tvden izleyen değil kilisede yemin eden olmak için şimdiden sebastian ile yoğun çalışmalara başladık. konuyla alakalı olarak babamla telefonda konuşurken "Monaco piirensini beğendim, ne diyosun?" dedim "bana rakı içmeyen dünür getirme" dedi, telefonu kapatmak zorunda kaldım.


^^ peki ben bu satırları yazarken, hava durumunda "marmara haftasonunda yeniden soğuyor,yağmur var ama ege pırıl pırıl sıcacık,akdeniz ise ohh 30 derece,bi tek marmara bok gibi ehhih" şeklinde özetlenecek altyazı geçmesi? şimdi ben 1000000den geriye saymaya ve sakince nefes alıp vermeye devam ederken, sebastian size yolu göstersin,gelirken de bana bir bidon benzin getirsin.


kisses.

6 isyancı:

noraashira dedi ki...

İzmir'den bildiriyorum, yaz yüzünü gösterdi, hava sıcakladı :)

marléne the third dedi ki...

zalımsın hayınsın ahah.ama duuur durr ben de sizi çılgın alışveriş ve gezi postlarımla kudurtucam :D

Unknown dedi ki...

dostum İzmir sıcak diyolla ama burası da gayet mıhteşem.
arz ederim.

marléne the third dedi ki...

evet ucundan azıcık sıcak yapar gibi oldu :) oldu da kalıcı olaydı,gitmeyeydi iyiydi.

Matissera dedi ki...

hahah ay yok canım ya tam olarak öyle değil yanii, tshirtle dolaşsak da hani derler ya gölgeler hafif esiyo, güneş olan yerler sıcak falan öyle bişi soğuk falan :D

marléne the third dedi ki...

dün akşam ben de tshirt üstü hırka ile dolandım mati, şahitlerim var eheh

Yorum Gönder

isyanım VII.Henry'e!!