5 Haziran 2011 Pazar

that's the world's greatest lie

                          işten gelmiş bi marlene,temsili. akşamları na beeeyle oluyorum aynen.(kaynak:tıktık)
                                                                                          
^^ neredeyse 3 senedir evde özel derstir,çeşitli çevirilerdir sürdürdüğüm home-office misler gibi iş hayatımı 1 hafta 3 gün önce, günde 10 saat bok gibi bir sandalyede kambur durduğum (mecburen) ve pc ekranına gözlerimi sabitlediğim bir iş hayatı ile değiştirerek, bir süre sonra morona (yine mecburen) bağlayan plaza insanlarından oldum ben de.bu moron kısmını işteyken soliter neyim oynayabilen,arada farmville açıp iki patates,bir domates ekebilen,netten gazete okuyup,twitterdan laf bile yetiştirebilen şanslı çalışanlar üzerine alınmasın. ben bizim ofiste olduğu gibi 08:58'den akşam 17:59'a kadar ensesinden düğmeyle kurulmuş bir robot gibi çalışan,kafayı rahatlatmak için tuvalete işemeye giden bir kesimden söz ediyorum.ya da şimdilik bu durum bana böyle geliyor? tamam gün boyu yetişmesi gereken bi dolu iş var,hepsini adam gibi yapmak lazım ama cidden arada bir nefes alınabilen dakikalar oluyor ve bence o zaman aralığında kafamı boşaltmak,dikkatimi yeniden toplamak için zevkli bi kaç şeyle uğraşabilmeliyim? açık ofis içinde laptopta çiyuvv çiyuvv oyun oynamak, nette dolanmak sadece patronların hakkı mı lan?! isyanım var bu nalet düzene.


^^ lojistikçi dediğin (gemiler falan); müşteri-yük-armatör arasında gün boyu top gibi seken,telefonda küfür yese bile gülümseyebilen,her limandan bir Çinli kanka edinen,gününü outlook başında gönder-al yaparak ve dakikada 8 mail yazarak geçiren bir insanmış meğersem, staj sonrası çok uzun bir ara verince unutmuşum,1 hafta içinde hatırladım, hatırlamaz olaydım Sebastian.ayrıca buradan çeşitli yerlerden ithalat-ihracat yapan ya da yapacak olanlarınıza söylüyorum, gelin uygun navlun verelim hem siz kazanın hem de araba alıcam iki kuruş katkınız olsun, sevaba girin olm.


^^ araba demişken, İstanbul'da trafik öyle gudik bir sistemle işliyor ki, normalde 20 dk bile sürmeyecek olan iş yolum yok Kadıköy aktarması yok bütün mahallelere uğrayan ve hırto dolu otobüs yüzünden yemin ediyorum sinir stres dolu uzuuun bişeye dönüşüyor. bi de "ordaa bi köy var uzaktaaaa" misali gördüğün yere de zırt diye gidemiyorsun burada.ulen madem her yere Kadıköy aktarmalı gideceğidim ne diye heyvan gibi kira verip bu semtte oturuyorum ben? ayrıca işin dibinde oturup 5 dakikalık mesafeyi arabayla gelen iş arkadaşlarıma da laflar hazırladım! lastiğiniz patlarsa bilin ki benden.


^^ şu altta gördüğünüz şeyi dün Koton'da gezerken gördüm,önce epey güldüm sonra beynimde şimsekler çaktı ve hemen alıp evde uygulamaya giriştim. Üzerinde yazılanlardan anladığınız üzere bu patronu simgeleyen voodoo bebeği.(ex girlfriend,boyfriend,mother in law falan gibi çeşitleri de var) bunu normal kullanım alanında olduğu gibi, isteğiniz hangi yönde ise o yöne iğneyi daldırmak suretiyle kullanıyoruz, bi nevi süper uygulamalı secret ahahaha.ben önceliğim peree pereee olduğu için o kısımlara çalıştım.tabi yurtdışında en fakir insanın bile arabası olduğundan, benim gibi baba evinden uzak olduğu için arabasız kalan yurdum Ferihalarını unutmuşlar ben de kağıda "gimme car!" yazarak iliştirdim. hadi bakalım niyet kısmet.(bizim patronun bi de Vespası varmış,bak o da olur. illa araba diye diretmiyorum ben ehehe)


                             bu işe yararsa diğerlerini de alıp denemek lazım ahaha


^^ işten eve gelince değil dizi-film izleyip,kitap okuyarak keyif yapmak parmağımı oynatacak gücüm kalmadığı için, bu tempoya alışana dek hiç istemesem de blogun işleyişinde biraz değişiklik yapmaya ve kısa kısa da olsa yazmaya karar verdim, maksat buralar dutluk olmasın. 


şimdilik bu kadar.daha ne dedikodular var ofisten ehehe,stay turned canlar!


p.s: Cure-Love Song'u bi de Adele'den dinleyin,hastası olun sonra gelip bana teşekkür edin ;)



6 isyancı:

Ayşegül dedi ki...

Ah yavrıııımm beyaz gömleği, siyah pantolonuyla günde 3 kere sert kahveyle beslenmesi gereken plaza penguenlerinden mi oldunnn?
Ofis dedikodusu mükemmel olur. En kısa zamanda yeni dedikodulu postlar bekliyorum. Bi yandan çekirdek çitleyip bi yandan okuyor olucam.
Öpücükler kuzum

marléne the third dedi ki...

bizim master çok kafa adam,öyle pingu olmak zorunda değiliz ahah mavi oje sürüp gittiğim bile oldu :)
eheh yazacağım ;)

Unknown dedi ki...

aramıza hoşgeldin marl :) bizim şirkette de her bi şey yassah. feys tivit kuşu ve bilimum eğlencelik şeyler. benim tek eğlencem google reader'ım, bloglarım. iyi ki blogger yassah değil. ayyhh dur dilimi ısırayım, neme lazım.

haa bi de markafoni, limango, trendyol var. ama onlar tehlikeli oluyo. oturduğun yerden çalıştığın gibi, harcıyosun da gözünün yaşına bakmadan :D

hadi bakalım, tez zamanda yeni tempona alışman dileğiyle diyeyim ;)

Marilyn Curie dedi ki...

Ofis hayatını bizlerle paylaşmanı ben de sabırsızlıkla bekliyorum.

Hayırlı olsun.

Home office rahat tabii ama bir kariyer için uygun değil, sen de bu yüzden daha fazla sürdürmedin sanırım?

Cover gerçekten mükemmel. Çok teşekkürler! Bu videoda dekor da çok yakışmış bence cover'ın ruhuna.

http://www.youtube.com/watch?v=_k8vtbJxOdw

Abajurlar filan. Hastasıyım Adele'in. Bence fazla kilolarına rağmen o çok güzel. Sence? : )

marléne the third dedi ki...

bence şimdilik ben ofistekilere daha çok malzeme veriyorum dedikoku için :D malum en çıtkırıldım anlar :D
home office candır ya! gıral sensin,donla bile iş yaparsın istersen(özel ders hariç ahah) ama bir yerden sonra 2.planda kalıyorsun..
aa videosunu paylaşman ne güzel olmuş şarkının çok teşekkür!

Unknown dedi ki...

ultra şiker ve gerçekçi bi post^^..al benden de o kadar...hele bi de nöbet tutuosan kısmına hiç girmicem..mihi^^

Yorum Gönder

isyanım VII.Henry'e!!