ne hızla değişiyor her şey. birden kendimi mutlu hissederken daha sonra yeniden içimde bir şeyler rahat vermiyor. içime sinmiyor yaptıklarım. ya da olanlar. bilemiyorum. ve başım saksıma düşüyor. bir süre kalıyorum öyle. hımm.. bahar yorgunluğu mu bu?
havanın bütün güneşine ragmen gözümde yedeklenmiş bir damla yaşla dolanıyorum.son 2 haftadır farkına varmadan kullandıgım en sık kelime " bilemiyorum". laf olsun diye değil ama gercekten bilemiyorum. bir süre kendimi yer çekimsiz ortamdaymış gibi hissetmek, ordan oraya
"kafası güzel insan" gülümsemesi ile döne döne dolanmak istiyorum. ayaklarımdan "yere bas!"diye çekenlere inat?
hıımm..baharın, mumların, güzel akşamların, aşkın, bütün bu koşuşturmacanın ilaç gibi geldiği günlere varmak istiyorum. kedilere gülümsediğim, yürürken dinlendiğim , güneşi görünce gözlerimin daha yeşil parladığı, bir öpücükle heyecanlandıgım günleri anımsıyorum..hepsi elimin altında, hissediyorum ama bütün kalbimle degil. duygularımın bazılarına ulaşamıyorum,uzun süredir sandıkta kaldıklarından sanırım.. o güzel gümüş takımların kararmış halleri gibi. biraz kül ya da limon suyu?
bugün zeytin'in doğum günü. 11 yaşına girdi. yanında olup bugünün şerefine yediği cici mama sonrasında yüzünde oluşan mutluluğu ve şişmiş göbeğiyle kendini koltuga atıp uyuklamasını görmek isterdim. iyi ki varsın iyi ki doğdun küçük kardeş :')
si yu??
p.s : "bahar çiçekleri" denilenler pembeli, açık mavili tatlı tatlı kokan şeyler olsa keşke.onlar mı ki? bilemedim.
*yazarken winamptan yükselen seslerden biri de buydu: michael buble- home.
0 isyancı:
Yorum Gönder
isyanım VII.Henry'e!!