28 Nisan 2009 Salı

if it is not now..when?..and why?

yaşasın list-style writing! oo yeea.

*yorgun gecelerin sabahında erkenden uyanma hele ki uyandırılma mevzusunda epey doluyum. hık desem dökülürüm. lakin kapıdan içeriye daha başınızı uzatırken tırsmayın diye sağlama aldım kendimi, dökülmeyeceğim. ama az satır atlayalım olur bak.

* bir diğer kıl oldugum mevzum kan vermedir. hayır hayır, her beyaz suratlı kızın geyiği olan "kansızım zaten, vere vere kan kalmadı " durumunu bu sefer, en azından güzel sayılabilecek şu günde yaşatmayacagım. kan alacak damarı bulamayınca kollarıma patapata girişen hemşirelerden ya da "guru üzüm yi gızım "diyen diğer kanverenzedelerden, hiç olmadı damarımı patlattığı için nerdeyse ağlayacak olan doktordan da (inanın zor teselli ettim adamı) bahsedesim yok. daha önce bu konu hakkında yazdığımı hatırlıyorum. mesele şu ki , kan vermek mi koca şişe serum mu deseler ( ki zaten 2 bilemedin 3 ayda bir bu durumla kesişiyorum) , kesinlikle serumdur tercihim. evet, insanı sinsi gibi kavrayıp uykuya düşüren bir şey ama kan vermenin stresi/siniri yerine, mis gibi 2 saatlik o uykuyu alırım ben. iğne acısını takiben bedenin üşümeye başlaması, eller, ayaklar ve burnun buz olması, ardından çökmeye başlayan ağırlık, gözlerin kaymaya başlaması, serum şişesine göz ucuyla bir bakış, mna koyim ne çok var lan daha! iç geçirmesi ve o hopp..aha da uykudasın...oha canım çekti lan!

* ahah serum uykusundan sonra favorim serum sonrası kudurmuş gibi acıkma ve her şeye saldırmadır! kaç defa "acıktımmm laan" diye uyandıgımı biliyorum. sonra kontesler gibi, hasta olmanın verdiği şımarma ile önüne getirilen şeyleri lüp lüp götürme ne şahane şeydir. muz, antep fıstığı ve çikolata! gözümü açar açmaz istediklerim. ahah annemin aşerme listesinde plus olarak limon varmış. kilolarca yemiş. boşuna "ekşisurat" denmiyorum hım??

* evet evet bugün hastaneye gittim, ondan böyle hastane kokulu satırlar. kaldı ki o kokuyu ben çok severim. Sırf o koku yüzünden uzun süredir kullanılmamış, kokuyu iyice içine çekmiş doktor önlüğü koklamışlıgım da var. öhöm! hayır, tabiki de önlüğün içinde kimse yoktu! (vallahi sapık değilim tek derdim o ilacımsı garip koku) 

*tamam yukarda sapık degilim dedim ama konu koku oldugunda gözüm dönebiliyor, şahitlerim de var ne yazik ki. güzel kokuya da kötü kokuya da sensor gibi tepki veriyorum. evde bir şeyin bozulduğundan şüphe edildiğinde ilk koklatılan olmaktan istifam yakındır! 

*ah koku dedim de markette çikolata almamak için kendime işkence yaparak gezinirken damla sakızlı türk kahvesine takıldım ve anında arabaya attım. bir ara katletsem diyorum kendisini. (o köşe bucak saklanan, muhteşem köpüklü, tam kıvamında kahve tarifine ulaşmam an meselesidir! )

* bu pek mühim bu aralar : deviantart meselesi. evet pek sevilesi, yapılanlar utanmadan (ç)alınası ve karşısında saatler tüketilesi, ailemizden biri ama yine de hala cesaret edemiyorum adım atmaya lan. devlet dairesiymişcesine bir gerginlik yaratıyor bende.
siteyi sadece koklayan biri olarak, emekleme aşamasında olanları yanaklarından tutup sevesim geliyor. yardırıp gidenlere de hööeh diye şapka çıkarıyorum. amma velakin,  2 kedi , 1 yol , 5 şuh/bunalım kadın çekip fötö çekiyorum havasına girene "nölüyör lan" diye elimin tersiyle yapıştırasım var! evet! bu nasıl güvendir, üstelik bu karelerle? ule ben 2 senedir kapıdayım!  temem berbat bir modelim, beni benden daha iyi çekebilecek ( nihat odabaşı denese sinirden tik gelir adama) bir insanoğlu da tanımadım ama  türlü yükselteçler ve entrikalar ile çekebildiğim bazı "ben" karelerinin ve begenilen bazı diger fötölerin gazına gelsem ben de çoktan üyeydim ve journal olayına da girmiştim. ve fekat hala "ben o kadar olmadım!" diyorum. 2 senedir de diyorum bunu. size nölüyör bre sidikliler?!
hoyh tamam sakinim, panik yok. bu "üye ol/olma/peki ama niyçün" sorunsalı gelip gidiyor arada. başlık da yine böyle deviantart içinde fellik felliik dolanırken çakıverdi kafamda. kaldı ki sıkılgan insanım ben, bir şeyler görev gibi üzerime yapışırsa bu çikolata yemek dahi olsa soğurum, yüzüne bakmam yeminnen. ya üye olunca gereğinden fazla ciddiye alır da fotoğraf makinası ile vedalaşırsam korkusuyla uzaktan kokluyor olabilirim ortamı. oha lan ne itirafçılım bugün??? 

*belim için 3 adet ilacım bir adet kremim var. sıcak su torbasını koyup üstüne osman sevgisi alınca geçer gibi oldu acısı oh..Mimi'nin ara ara altını çizdiği  " suyu, yemeği verilince şeker gibi insanım" cümlesini "bel agrısı olmayınca" olarak değiştirmek istiyorum zira 2 haftadır yakın cevremde terör estiriyordum. ey ahalii!! artık hepiniz güvendesiniz, sakince yaklaşabilirsiniz ehah.

*oyy! anınca kafayı uzatan pis bir agrı bu. kulakları çınlayıp da yollara düşmeden osman'ı kucaklayıp mekan değiştirmek de fayda var. 


arrivedercii! ( aksanına kurban marlene) 


dur lan giderayak p.s vermeyeli uzun zaman oldu içimde kalmasın : 8. geleneksel meryem ana ziyaretimde leylek mankenimiz tüğba da (özay) ordaydı. televizyon mesafesinden gördüğüm için  çirkin bu be diye bok atıyordum fekat aradan o cam kalkınca tasdikledim ki boyum kadar bacaklarında (1.75) bir tane pütürtüsü yok. yandan da güzel bir şey.
oo cizıs! acı ama gerçek : silkelesen benden selebiritiiy çıkmaz lan! 

0 isyancı:

Yorum Gönder

isyanım VII.Henry'e!!