25 Eylül 2009 Cuma

Mr.Kivi says : " arrggghhh! " (tee boğazdan)


*çok da fifi lan! diyip geçilesi aslında ama, bazı şeyleri özellikle de bazı kavramları kafama çok takar oldum bu aralar. vakit bolluğu neler yaptırıyor insana? beyin nonstop çalışmaktan ısınıyor vallahi. hayır arada cızırık cızırık sesler geliyor, korkuyorum bu şiddetle alev alıp tutuşacagım bir gün.

bakınız, bir insan evladı bayram için baba evine gittiğinde napar? annesinin böreklerini keklerini damızlık danalar gibi tüketir, elinde kumanda dev ekranda, kendi evinde olmayan kanallardan maximum derece faydalanır, ana babaya kendini sevdirir- göbeğini kaşıtır ve denize karşı salıncakta tosur tosur uyuyarak bayramı geçirir. evet bunu yapar. olması gereken de budur. marlene tipi gibi eve adımını atar atmaz 2 saniye boşluk anında kafası önde büttün gün kumrucuk gibi düşünüp de güzelim şeker bayramını zehir etmeye gerek yoktur.

şimdi "bazı kavramların içini boşaltıp boş poşet gibi kenara atıyürüz azizim " diyerek, nerde o eskii bayramlaarrr? tadında giriş yapacak değilim (ki yaparsam terliği vurun ağzıma ağzıma) . o yüzden kafadan dalıyorum konuya ve "ulan arkadaşlık denen şeye nolduu?" diyorum. ahah cidden dedim ha. derim tabiy. çünkü tecrübeyle sabittir ki arkadaşlık denen kuyruğu kopasıca, aşk ve durumlarında nankörün halay çeke çeke gideni oluyor. ikisi de insanı insanlıktan çıkartan, garip bişeye dönüştüren haller malum. sorarım size hanginiz pek sevdiği arkadası aşık oldugunda ana sahadan çekilip kös kös o mutlu çifti izlemedi? yüzlerce kez ekilmedi? hatta her gün görünen gül yüzler, haftada bir 3G ile görülür oldu? bu işin aşk kısmı. bu pembe sebepten " onlar mutlu olsun ben döt gibi tek de kalırım olsun mihihi " diyerek sineye çekilebiliyor. fekat " iş " kısmı az tehlikeli. (az değil de, vurgu olsun istedim öyle william blake tadında. Eylül sonu ya ondan bu romantizim rüzgarları. ) bakalım niyçün?

şimdi efenim, malumunuz kriz teğet geçerken, uzaktan uzaktan dötümüzü kızılcık ile dürttü. az ama azcık yani. bu yüzden her yeni, hevesli, aslan kaplan mezun kapı kapı dolanıp iş aradı. bazıları buldu, bazıları il hatta sektör değiştirdi. adı lazım degil bazı karpuz kılıklılar da , buldukları işten " ayh şekerim haftada 6 kere uçağa binenem ben! yoruldum yeterr" gibi zeka fışkıran cümleler ile işlerinden ayrıldılar. ( allah cezanı verecek marlene ) o kara kara günlerde yanınıza yoldaş, sırtınıza yastık olan dostlar, kankalar bulutların kaybolup, kariyer güneşinin yeniden parlamaya başladıgı bu günlerde birer " keskin bıçak " olup, sizi " bin bıçakkk varr sırtımdaaağ" kıvamlı Emre Aydın gibi inletebilirler, amman diyorum dikkat. sonra bir sabah süslü püslü mülakata gittiğiniz yerde yakın arkadasınızla pişti olursanız minumum hasar ile olayı anlatın diye diyorum :) ne demişler? iş başkaaa arkadaşlık başka ahah. (based on a half-true story. story olan friendship kısmıymış megersem :)]

tamam nokta koyacagım ama sunu yazmadan gidersem çatlayacagım : ne kankalar gördüm zaten yoktular!
ahahaa marlene sucks! :D

kissses!

ps : hayatımda bugün boğuştugum gibi bir genel yetenek sınavı görmedim. adamlar kpss tadı vermişler. hoş hayatımda ilk defa böyle bişeye maruz kaldım ama ayıptır yani. tam "şiii astronot mu seçiyorsunuz birader" diyeceğidim ama ingilizce sınavını görünce kikiri kikiri güldüm, affettim onları edepsizlikleri için.
ps: 3 gecedir yorgana sarılarak uyuyorum. en sonunda gecenin körü popoma tekmeyi yiyip yataktan atılacagım ahaha.
ps: eylül'ü sevmiyorsam sebebi var. azcık kaldı, yine yaban ellerde olacak sevdiceğim..fırk.

ps : ufak ufak sinirlerim hücum ediyor tepeme. bu son bir kaç haftan izmir. alır bavulumu çeker giderim vallahi. adam ol akıllı ol. bana iş bul lan alllaahhsıııııııııazzzz!!!!!

2 isyancı:

Hatchipu dedi ki...

sevdim senin yazilarini. güzel yaziyorsun. insanin ici sklmiyor okurken.. =)

marléne the third dedi ki...

ayh teşekkürler :)

Yorum Gönder

isyanım VII.Henry'e!!