23 Kasım 2009 Pazartesi

diyette lokum yemek caiz midir hocam?




selamlar. 


*-*  Bizim Osman kedisi miyavlamasını bilmiyor. Yani tabiki de psikopat anneler gibi " bey bizim çocuk gelişimini tamamlayamadı vuuihh" diye kendimi paralayacak değilim ama sabahın köründe o biçimsiz sesler yüzünden uykum zıkkım oluyor resmen. zaman zaman karşısına geçip en temiz ve anlaşılır tonda miyavlıyorum hani belki kapar bir şeyler diye. belek belek bakıyor yüzüme. diğer kedilere karşı da antisosyal davranışlar içinde. dışarda cingar kopuyor kedi kavgasından ben koşuyorum camlara, bizimkisi poposunu kaldırıp bakmıyor. hayır yani evin içinde dırdırcı kadın gibi söylene söylene dolanan,peynirli kraker-puding-kuru üzüm gibi şeyler yiyen bir şey var ve ona " sen kedisin olm!"  anafikrini benimsetmem lazım. şu kedi tasması alıp,çimlere indirme projesini hayata geçirelim diyorum sevgili sevgilim gelince. 
*-* Bazı ayların ya da ve hatta bütün ayların son haftasını sevmiyorum. sabırsızca takvimde günlere çarpı koyuyorum. sanırım bunda her ayın son haftasında dikilip, gelecek ayın 1'ine " kurtuluş günü " gibi gözleri yaşlı bakıyor olmamın da etkisi büyük. O para hesaba tık diye geçiyor ya, saraya kapağı atmış Tudor gibi seviniyorum yeminle. " 7" doğumgünü rakamım olsa da , "1" daimi favorim.
*-* Ama desen ki en favori ayın nedir? ben yaz çocugu olduğum için hiç sekmeden yazı içinde barındıran aylar derim.  bu kıçı başı oynayan bir cevap elbette. bana göre bazen mayıs da girer bunun içine, az kassam eylül bile sokar kafayı. yaz kavramım epey karısıkmış demek ki. ayrıca böyle öss tonunda, tek cevap istenen sorulara karşı her zaman anarşik bir yanım oldu. 
*-* Bir de şöyle " vazgeçemediğim 5 şey, 7 şey" gibisinden listeler vardır ya, farkettim ki ben böyle bir liste yapmaya kalkışsam altından kalkamam, kaybolur giderim maddeler arasında. bazen insanların bu konudaki kararlılıkları gözlerimi yaşartıyor.  " en sevdiğim 5 yemek" " ev sevdiğim 6 film ". hele de kozmetik konusunda. bir parfümü değiştirmeden kullandığım maksimum süre 6 ay. oha yazarken farkettim epey de uzun süre kullanmısım. ha ama rimel dersen, bak aynı markayı 3 senedir alıyorum. demek ki parfüm konusunda sıkıntım var benim.
*-* Kaldı ki gerçekten bu konuda takıntılıyım ben. daha önce de yazmıştım, koku dedin mi elektrik gitmiyor beyine, kalıyorum gözüne ışık tutulmuş tavşan gibi. çok zor beğenen klas bir burnum olmasına rağmen gözüm dönüyor o şekil şekil şişeler arasında. bu kaprisli burnuma eğitim aldırıp " hayatımı burnumla kazanıyorum olm ben!" demek süper olurdu ama evde olağandışı koku durumlarında " gel kokla bakalım ne kokusu bu" denmesi bende narkotik köpeği psikolojisi yarattı. bi içime kapandım ,küsük çiçeği oldum ben. 
*-* Geliş istikametine ters olarak şunu belirtmek isterim ki bir insan evladı pilav başta olmak üzere çeşitli yemekleri, yendiğinde memnun edecek şekilde yapar da, kıçı kırık makarnayı nasıl yapamaz lann?! vallahi de çıldiriciğim. erkek ögrenci evi ( o kaşı bi indir ) tipi makarna yemekten sinir geldi. Sos olayına hiç girmiyorum, tek bildiğim güzide sos : kekikli yogurt.
*-* Aralık güzel bir ay. Severim kendisini bir de yılbaşı süslerini nereye tıkıştırdığımı hatırlasam daha da hoş olacak.


Merci canım.


P.s : iyi ki ziyaretçileri görebildiğimi söyledim hemen de çakallık yapıp saklayın kendinizi pis mızıkçılar. donunuzun rengini söylerim! dedim diye mi pıstınız kaldınız anlamadım :) başkalarında da var bu casuslardan artık, madem bu keddar korkunuz var temiz tutun donunuzu derim ben ahaha!
p.s : fötö. 

0 isyancı:

Yorum Gönder

isyanım VII.Henry'e!!