31 Ağustos 2008 Pazar

...love...or...hate! me...

şu sağ köşedeki kırmızılı çapraza takıldı gözüm...
o çapraza basıp çıkmak kadar kolay olsa herşey diyorum bu gece yine..öyle tek tıklamalık olsa, ekranımızdaki o çok sevdiğimiz yerin ya da insanın resmine kavuşsak..sonra istersek dolduralım yine sekmelerce sayfayı ama an geldiğinde kolay olsa kurtulmak bir hareketle..


bu gece çok yavaşım...bugün beynimi yine suda bıraktım.
bu gece yine yorgunum.

deniz kokusu,yıldızlı gece,bir kaç damla yaş yetmiyor beni huzurla doldurmaya...
daha çok şey istiyorum hadsizce.
istemediğim şeyleri de düşünmekle yetiniyorum.
yarım yamalak kalıyor oysa hersey.
hani o bitince çerçeveletip duvara asılacak olan bir kaç binlik puzzle gibi,bitiminde herşeyin harika görünmesi gerekirken "ama bunun da renkleri salona uymadı ki! " demek kadar saçma şu an herşeyim ve ben.

beni neyin beklediğini bilmeden beklemek gibi..
saatleri değerlendirmek yerine geçişlerini izlemek daha çok işime geliyor.



yorgunum ben bu gece...

kokusunda huzur buldugum!
yanına kıvrılıp uyumak istiyorum sadece..





hişş...lütfen daha sessiz....




(bütün bunları cümlelere dökmeye çalışırken,boğazıma takılıp kalan yaşlara yetişti bir kaç şarkı...teşekkür etmeli...
"yani....." )

26 Ağustos 2008 Salı

in the middle of the night... ( 02:48)

oysa uyumam lazımdı..yastığıma sana sarılır gibi sarılıp arada sırada esen rüzgarla huzurlu bir rüyaya dalmak..yine kızacaksın bana bu saatte yatakta degil de ekran basında oldugum için..yatacağım az sonra.....sen....çoktan güzel rüyalardasın oysa =)
çok yorulduk bugün..benim için ne kadar önemli bir şey yaptın farkındasın biliyorum =)telefonu sinirle suratına kapatma öküzlüğüme ragmen yine de gelmenden belli...otobüsten inip asık suratınla bana doğru yürürken gülümsedim ben ama kocaman yapraklı çiçekten göremedin yüzümü =) dev çiçeği elimden alıp ofise kadar taşıdıgında teşekkür ettim mi? ya da 40 dakikaya yakın beni dısarda homurdanmadan beklediğin için? ah...evet evet,trip atıyordum,şimdi ediyorum işte....
bugün iyi ki yanımdaydın.

" bazen varolmak bile büyük bir yardımdır..." demiştin ya bana bir kaç gün önce...tanıdıgım günden beri varlığın çok iyi geldi bana..hop...kalkmasın popo...bunları yüzüne asla söylemeyeceğim..

teşekkür ederim..
herşey için..
buralarda oldugun için...


yarın güzel uyan...


çünkü zor günler kapımızda.....

23 Ağustos 2008 Cumartesi

gri bulut,minik rüzgar..

23 ağustos..
az kalmış =) güzel eylül'e az kalmış..

eylül'ü severim..ağustostan sakindir,hava o çok sevdiğim haline bürünmeye başlar..ufaktan eser geceleri..askılı üzerine ince hırkalar giyme vaktidir..geceleri çarşafa dolanırsın,yaz boyunca doyasıya sarılamadıgın yastıgına sarılırsın, kokusunda huzur buldugun insana sarılır gibi..geceler güzelleşir,sadece uyuyabilmek değildir gece,tadını çıkarmaktır..uyumadan önce yatakta kitap okumak, film izlemek ya da sadece güzel seyleri düşünüp gülümsemek zevk verir..uyku arasında uyanıp baş ucunda duran suya değil, az ötende çoktan güzel rüyalara dalmış olana sarılırsın..
yemeklerden sonra pofuduk koltukta tembel tembel oturup caddeyi izleyebilir ya da sahile gidebilirsin ufak adımlarla...deniz kokusunu içine çeke çeke ve cevrende dans eden rüzgara o çok bilindik,tenine işleyen kokunu teslim ederek..kokuna hasret olanların inadına, sadece rüzgara ve elini tuttuguna layık görmek o ayrıcalığı..

eylül tatilleri ayrı tad verir.otellerin,plajların,denizin o heyecanlı, günleri ve geceleri koştur koştur yaşayan kalabalığı yoktur...bütün yazı çalışarak geçirdiği için şu 1 haftada kafasını dinlemek için her detayı yaşayan yorgun insanlar vardır yan odanızda, şezlongta,masada..keyiflidir böyle insanlarla olmak..onları izlemek,sohbetlerini dinlemek...akşamları hafif ürpererek oturmak deniz kenarında..ve buz gibi bir şeyler içmek yerine,bardağın elinizi ısıtmasını istemek..

hadi gün sayalım...
günü geldiğinde de gidip şu tatilimizin tadını çıkaralım..
dönüşte çantamızda her baktıgımızda gülümsetecek olan fotoğraflarımızla beraber,deniz kenarından topladıgımız o saçma sapan taşlar olsun,gri bulut ve minik rüzgarın verdiği huzur da içimizde...

hım??

19 Ağustos 2008 Salı

big brown table...

bugün çok güzel uyandım.
eve taşınalı tam 1 hafta oldu...ve ben ilk defa bu sabah yüzümde gülümseme ile uyandım..
panjurları açmıştım gece yatmadan önce , 1 senedir yüzüme gözüme vursa da küfrederek uyansam ama yeter ki güneş girse şu odaya diye mızlandıgım şey oldu en sonunda yeni evimde..
evim demek kolay olmayacak sanıyordum ama oldu,bak söyledim bir anda =)

evleri yuva kılan içinde yaşanılanlar,buna inanıyorum..şanslıyım ki degil başkalarından kalan anıları,duvarlarda çizik dahi yok bu evde..herşey,her detay bana ait olacak..istediğim şekilde dizayn edeceğim anılarını da...en keyiflisi de bu..istediğim insana kapımı açıyor olacagım...yüzümde daha önce olmayan bir gülümseme ile...

ve o hep hayalini kurdugum büyük ahşap bir masam var salonda..hani şu üzerinde güzel sohbetli yemekleri, uzun süren pazar kahvaltılarını hayal ettiğim masa... =) etrafında oturacak olan insanların bu tadı beraber yaşamayı sonuna kadar hakettikleri o güzel masa..en kısa zamanda yapılmalı böyle güzel bir toplaşmaca..

bu tasınma sürecinde artık kullanmadıgım,gereksiz anı yüklemesi yapan bütün eşyaları atmaktan daha fazlasını yaptım...eşyalar çöpe dökülürken arada insanlar da gitti...ve nedense hiç biri için pişmanlık duymadım..görmeye tahammül edemediğim şeyler arasında o insanların yüzleri de vardı,eski bir lambayı atmak kadar duygusal oldu vedalaşmak =) hah evet, koca bir tvyi de gereksiz anıları yüzünden atmak biraz pahalı oldu ama bir sürü öpücük aldıgı için babamın pek sesi çıkmadı =)

bugün güzel ve huzurlu uyandım.
yarın sabah da öyle olacak.
öyle olmasa bile beni buna inandıracak,bana bu gücü verecek insanlar var artık yanımda..
mutluyum.
kayıplarım canımı hiç yakmıyor artık.
bu yolu seçerken yerde kan izleri bırakan yaralarımı hissetmiyorum bile.

bir tek gogo var aklımda..gogo'yu çok özledim....burda olmalıydı şimdi diye boşluguna takıldıgım tek insan...o da dönüp gelir bir gün belki...kapıyı açtıgımda donup kalırım ben de...didi! diye atlar boynuma...
keşke...


evim dısardan görülüyor hani hep istediğim gibi..ve ne ironiktir ki,salonun baktıgı caddede ışığı kaldırıma düşen bir sokak lambası var...altına sarı bir sokak köpeği gelip duruyor bazen..kafasını kaldırıp perde arkasında dikilen bana bakıyor hüzünle...kaçıyorum hemen başka odaya..

babam salonda dvd playerla kavga ediyor =) gidip ona baksam fena olmaz..

görüşürüz.