17 Kasım 2009 Salı

deneme deneme pııhh



bu aralar kendimi " sağlıklı beslenme " nedir, nasıl olur sorunsalı ile oyalıyorum. inanın o keddar kaynak, o kadar çok bıdbıd eden insan var ki, bunları araştırırken insanın sıkıntı triplerine girip hayatı en yakınlarına zehir etmeye vakti kalmaz. daha beslenmeye başlamadan faydalı yani ahaha. evet şu ana kadar okuduklarım, bilgili insanlarla ( norağ bayan gibi ) yaptıgım konuşmalarım sayesinde az buçuk heveslenip ucundan ucundan denemelere başladım. günü öğünlere bölmeler, çeşitli ot ( öyle değil lan!) ve meyve çayları denemeler, şekerli şeyler yerine soda içmeler. hımm evet bunlar yapılabilitesi yüksek olan, sevimli şeyler. insanın böğrüne " çikelataaa yok! tatlı yok! yağ yok! pilav yok!" gibi emirlerle saldırmıyorlar. bak düşününce bile atıyor kaşım gözüm :/ 


şimdi şöyle bişey var, uzmanların her gün çıkıp orda burda " şunu yapın bunu yapmayn!" dedikleri şeyleri biz zaten yıllardır biliyorduk. fekat tadı güzel olan her şeyin kalorisinin epey yüksek olması  ve  kalorisi az olan seylerin tatsız tutsuz olduğu gerçekleri yüzünden nasıl istiyorsak öyle devam ediyorduk beslenmemize. ne zaman ki çocuklar tosuncuk olmaya başladı, 12 yaşındaki kızlarda selülitler görülmeye başladı ahan da aldı insanları bir panik. bir de üstüne bir gün pilates yaparken cart diye kopacak olan ebru şallı eklenince insanlar deliler gibi beslenme uzmanlarına koşmaya başladı. ama tabiy fastfood denizinde doğal can simiti-yelekleri ile yüzmek, bütün gün pc basında yapay ışıklı ofislerde geçirilen uzun zamanlar ve kelle koltukta oldugu için stresin anası gibi şeyler yüzünden öyle hemen kolay değil göbeklere çeki düzen vermek. ben de şimdilik bu sağlıklı beslenme konusunda kafama estiği gibi gidiyorum.misal, geçen gün markette, insanlık için küçük, marlene açısından büyük bir başarı olarak bitter çikolata aldım. şu ana kadar bir falsosunu görmedim kendisinin. ağızda yayılan o acımtrak süper tada bayılmaya da başladım. darısı diğer maddelerin başına. 


ahaha yukarda stres diyince, üniversitenin ilk yılında olan ve 4 sene boyunca geyiği yapılan bir şey geldi aklıma! okul açılmış, biz çömçömler titreye titreye 3. günümüzde epey deli gözüken ve hakikaten de öyle olan, alakasız üniversitelerden bile bilinen bir hocanın dersine gireceğiz. kadın tiyatro sahnesinde doğmuş gibi, drama alanında oskarlık.o bağırdıkça biz donumuza son damlayı düşürüyoruz. güldüğü zaman gülsek mi diye bakınıyoruz aval aval .işte böyle müthiş adrenalin dolu bir derste, mitolojiden bir şeyler konuşurken o soru patladı havada :  o zamanlarda yaşayan insanlar sizce daha mı uzun ömürlüydü yoksa kısa mı? fısır fısır düşünceler devam ederken sınıfımızın güzel oldugu için her söylediğinin kabul edileceğini sanan kızı atlayarak söz aldı.herkes bakıyor kıza. o agzında devamlı bir şey varmış da ondan öyle konuşuyormuş gibi olan stili ile başladı :  " şimdiiiiii hoocaaammm, yaaanee tabiki de eski insanlar daha uzun süreee yaşamışşlardıııaa. neden? çünkü o zamaaan ne böylee hava kirliydi egzoz felan yoktu, nee hormonluu domaatessler vardı ne de stress yaneee. bütün gün ovalardaaa gezinip duruyorlardı diğ mi yanee " . ve işte o an... bütün sınıfın " hööööö?" ifadesi ile donup kaldıgı anda, hocanın titremeye başlayan dudakları ve atmaya başlayan kaşları yüzünden, iç güdüsel olarak " masanın altına mı girsem yoksa kapıya mı koşsam daha güvenli"  düşünceleri ile sessizce plan yaparken , kulakları sağır eden bir gürleme ile kaçamadan altımıza sıçtık ne yazik ki. mitoloji dersinde kendi mitimizi yaratmıştık ahahaha. 4 sene güldük vala bu olaya. garibim de daha baştan yediği zılgıta mı yansın, 4 sene boyunca poposunu yırtsa bile hocanın gözünde hala o kız olarak kalacagına mı üzülsün bilemedi.


yoo yoo sii yuu broo!


bu yazıya verilen etiketler : marlene ve  sağlıklı , beslenmek , tatsız, ama faideli , alışıcaz artık napalım.
(etiketlemeye özenmek ahaha) 


p.s : aklımda başka bir yazının cümleleri şimdiki cümlelere çelme takıyor, siz bu cümleleri okuyorken, ben ağzını burnunu kırıyor olucam hepsinin.


p.s : şimdi böyle bir kaç yazıdır kilodur, spordur bişiler yazınca marlene insanını akrep nalan gibi düşünenler olursa bir dakika düşünmem, kafasına bugünler için beslediğim osman kedisini atarım. heyvanın tırnakları yeter zaten, bir daha böyle edepsiz şeyler düşünmezsiniz.


p.s : güzel bir çikolata fotoğrafı bulayım diye araştırırken nasıl canım çekti ne şerefsiz şeysin sen lan çikelata! :((  (foto


11 isyancı:

Adsız dedi ki...

çok güldüm o kıza yaaa:))))))
hala gülüyorum. aq.

marléne the third dedi ki...

ee biz 4 sene güldük doymadık

noraashira dedi ki...

bitter candır :) mitoloji de öyle, sağlıklı yaşamda aslında :)

Not brokolisever nuran

öptüm :)

marléne the third dedi ki...

konuştuklarımızdan sonra bırak işini ve beslenme uzmanı brokolik nuran ol diyorum.
beyaz ve yeşil elma renginde bir ofis!
omg! çok para kazancaz olm :D

noraashira dedi ki...

seni de konu mankeni olarak koyarım, bakın marlene sayemde sıfır beden oldu derim :)

malafante dedi ki...

möheha çikelata ;D

marléne the third dedi ki...

bi de pilatese başlarız nuran ege tvde, yeminne ebru şallı gelip kapımızda ağlar ahah

noraashira dedi ki...

o da kimmiş pehhh :)

şu kelime dogrulamayı kaldır yahu

marléne the third dedi ki...

"Bu, blogunuza yorum yazan kişilerin kelime doğrulama aşamasını tamamlamalarını gerektirerek istenmeyen içeriğe sahip yorumların azalmasına yardımcı olur. "

ağzına gelen yazmasın diyeymiş, şurda biz bizeyiz ayol :D kaldırayım tabiy.

noraashira dedi ki...

ooo yazacak olduktan sonra kelimeyi mi doğrultamayacak :)

marléne the third dedi ki...

hiç işte denyo bilogır.

Yorum Gönder

isyanım VII.Henry'e!!