28 Mart 2009 Cumartesi

5 araç-2 turist-bir dede ve bir kedi?

kendime notlar silsilesi :
nambır van: bir daha asla bir kediyle yolculuğa çıkma. çıkmak zorunda kalırsan arabası olan birilerine haber ver ya da babayı vizzzki getirtçem ben sana diye kandır ve osman arabanın içinde dört pati koşarken arka koltuğa yayılarak,yolun tadını çıkar!

nambır tuu: kediyle vapura binme, "konak"ta inme-hatta izmirde oldugun zaman içinde oraya bir daha ayak basma.

nambır trii: otobüste yanına oturan yaşlı dede " buralar hep tütünlüktü eskiden" derse "şaka mısınız?" bakışıyla poahahaha diye gülme. alınıyorlar.

nambır forro: seninle aynı tatil beldesine gitmeye kasan turist gördüğünde binmeleri gereken otobüsü ve saatini söyledikten sonra koşarak uzaklaş.lanet hakiki öz londra aksanı ile konuşuyorlarsa hiç oralı olma, rus gibi davran. (nooo eennngllieeshh)

ööhöm! oy vermek önemli bir iş, veriniz, tembellikten dolayı vermeyecek olanlarınıza verdirtiniz, bir oydan nolceeek yeeaa diyip es geçmeyiniz! ara sözü ile selamlıyorum hepinizi. bu satırları baba evinde, mis gibi kahvaltı üzerine sütlü kahve ve çikolata tüketerek yazıyor olmam bile, zihnimi dün yaşadıgım kaostan kurtarmış degil.niyçün? devamı hemen altta.

ya arkadaşım alt tarafı 2,5 saatlik mesafeye gittim ama rahat olsun diye aktarmasıdır, beklemesidir, turist rehberliğidir, kedi ciyaklamasıdır resmen 6 saat yol gitmişim gibi sefil oldum yollarda! yok yok kedi-köpekle, çocukla ve mızmız insanla yolculuğa çıkılmaz! çıkılmayacak! malumunuz, osman'ı terkedip giden hain ökkeş sebebiyle, kocasını kaybetmiş, kendini evladına adamış vefakar ana hissiyle yaşıyorum son 1 aydır. aman oğlum,yapma oğlum, mama ye oğlum, poponu silelim oğlum, gel başıma mıç oğlum diye diye geldiğim noktaya ben bile şaşıyorum. hele osman bazen fokuyla türlü ekşinlara girdiğinde gözlerimin dalıp dalıp " ahh oğlunun büyüdüğünü göremedii raamettliiii, kadersizzz yevvrrıımm, guuuzummm" diye az sonra lilliliili şeklinde kendini yerden yere atacak olan acılı kadın triplerim tadından yenmiyor.

bu oy verme için osmanla 3 güncük tatilimsi kaçamak yapalım dedim.demez olaydım. daha önce kedili yolculugum evden vete kadardı ve gayet zevkliydi. yol boyunca bak osman bu kuş, bak bu çocuk bu da ağaç diye diye gidip gelmiştik. gayet sevindirik olmuştu o da, otobüse binince işkence yapılan heyvan moduna gireceğini bilemezdim tabiy.

rotamızı çizdim ve tahmini varış saati ile kendimi yollara vurdum. belediye otobüsüne bindikten 7 saniye sonra osman yüksek sesle miyavlama denemeleri ile sahnede yerini aldı. bu durum çok boktan! bir anda bütün otobüs pür dikkat size bakıyor sanki çocugunuza kötü bir şey yapmışsınız gibi. sepetin tüm agırlıgına ragmen ayakta kucagıma aldım, burdayım oğlum diyorum, seviyorum, ayh korktu korktu diyorum yok!! miyavlaması durmuyor! eskiden otobüslerde ağlayan çocuklarını susturamayan annelere "nasıl anne bu yaa" derdim, aha da kapak oldu bana. "bakamayacaksan yapma" "genç anneler hep böyle hep" "yazık çoçuğa cıkcıkcık" sesleriyle kuşatılmışken iskeleye attık kendimizi.

karşıyakada oturup vapura yılda 2 kere binen bir ben varım biliyorum. sevmiyorum vapuru yahu, tutuyoree! :/ ben kendi mideme söz geçiremezken bir de osmanla vapura binmem yolun kalanının ne şenlikte geçeceğinin demosuydu. güya ona moral veriyormuşum gibi sevip durmam, sakin ses tonu ile telkin edişlerim tamamen kendim içindi evet! bu senelik vapura binme kotasını da bu şekilde doldurmuş oldum, seneye görüşmek üzere!

aradaki taksi mevzusunu [ yoldur kedidir gerilmiş olan bünyemin en sonunda çatlayıp takside "aaa ama bu kadar da olmaz!" diye ufak çaplı bir krize girmemi] atlıyorum ehaha. hem taksiciye ettiğim küfürleri hatırlayıp kızardıgım için hem de ergen tribi bu diyen bazılarınızın bu güzel güneşli cumartesi günü kafasını gözünü yarmak istemediğim için. single anne/baba olduğunuzda öpeceğim sizi.

ağır aksanlı turistler ve dede olayına hiç girmiyorum, dilerim 2 türü de bir daha sadece belgesel kanallarında görürüm.

huh! yüksek gerilim hattından yazmak ne zor işmiş yareppim. odamın kapısına burnunu dayayarak hırff hırff yapan bir köpek ve kucagımda kapıdakine nispet yapar gibi mırr mırr gerinen bir kedi ile bu yazıya noktamı koyuyorum. dilerim önümüzdeki 2 gün daha ilişkilerini bu saygılı seviyede ve karşılaşmadan sürdürürler!

bonne journée!

0 isyancı:

Yorum Gönder

isyanım VII.Henry'e!!